21 Mayıs 2016 Cumartesi

Eğitim fakülteleri yeniden yapılandırılıyor

null

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, eğitim fakültelerindeki niteliği yükseltmek ve gereksinimlere cevap verebilmek amacıyla bu fakültelerin bölüm ve ana bilim dallarının yeniden yapılandırılacağını belirtti.YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK bünyesinde bir yıl önce oluşturulan "Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu"nda yürütülen çalışmalara ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.YÖK Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu'nda Milli Eğitim Bakanlığının ilgili temsilcileri ile eğitim fakültesi dekanlarının da bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Saraç, çalışmaların sonuçlarını vermeye başladığını, eğitim fakültelerine ilişkin süreç yakında daha da hızlanacağını söyledi.Kurgu yeni baştan yapılacakÖğretmen yetiştiren birincil kurum olan eğitim fakültelerindeki eğitimin niteliğini yükseltmek ve gereksinimlere daha iyi cevap verebilmek amacıyla bir süreç başlatıldığına işaret eden Saraç, "Eğitim fakültelerinde önümüzdeki günlerde bütün bölüm ve ana bilim dallarına yönelik bir yeniden yapılandırma gerçekleştirilecek. Bütün bölüm ve ana bilim dalları, eğitim fakülteleri ile iş birliği içerisinde yeni baştan kurgulanıyor." dedi.Eğitim fakültelerine baraj geliyorEğitim fakültelerine girişte başarı sıralaması şartı getireceklerini de açıklayan Saraç, "Gelecek dönemden itibaren eğitim fakülteleri için girdi esaslı bir düzenleme olarak 'başarı sıralaması şartı' getiriyoruz. Eğitim fakültelerinde programların verilişi, nitelikleri ve yeterlilikleri konusunda da çalışıyoruz." diye konuştu.Özel eğitim tek çatı altında toplandıEğitim fakültelerine yönelik çalışmalarda ilk adımı özel eğitimde attıklarını, ayrı ayrı verilen lisans eğitimlerinin birleştirilerek, "özel eğitim öğretmenliği" adı altında yeni bir lisans programı oluşturulduğunu duyuran Saraç, şunları kaydetti:"Üniversitelerin eğitim fakültelerinde zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ve üstün yetenekliler öğretmenliği olarak ayrı ayrı verilen lisans eğitimleri birleştirilerek, 'özel eğitim öğretmenliği' adı altında yeni bir lisans programı oluşturuldu. Yeni lisans programı, tüm eğitim fakültelerinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren başlatılacak."

21 Nisan 2016 Perşembe

Eğitim fakülteleri yeniden yapılandırılıyor

null

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, eğitim fakültelerindeki niteliği yükseltmek ve gereksinimlere cevap verebilmek amacıyla bu fakültelerin bölüm ve ana bilim dallarının yeniden yapılandırılacağını belirtti.YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK bünyesinde bir yıl önce oluşturulan "Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu"nda yürütülen çalışmalara ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.YÖK Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu'nda Milli Eğitim Bakanlığının ilgili temsilcileri ile eğitim fakültesi dekanlarının da bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Saraç, çalışmaların sonuçlarını vermeye başladığını, eğitim fakültelerine ilişkin süreç yakında daha da hızlanacağını söyledi.Kurgu yeni baştan yapılacakÖğretmen yetiştiren birincil kurum olan eğitim fakültelerindeki eğitimin niteliğini yükseltmek ve gereksinimlere daha iyi cevap verebilmek amacıyla bir süreç başlatıldığına işaret eden Saraç, "Eğitim fakültelerinde önümüzdeki günlerde bütün bölüm ve ana bilim dallarına yönelik bir yeniden yapılandırma gerçekleştirilecek. Bütün bölüm ve ana bilim dalları, eğitim fakülteleri ile iş birliği içerisinde yeni baştan kurgulanıyor." dedi.Eğitim fakültelerine baraj geliyorEğitim fakültelerine girişte başarı sıralaması şartı getireceklerini de açıklayan Saraç, "Gelecek dönemden itibaren eğitim fakülteleri için girdi esaslı bir düzenleme olarak 'başarı sıralaması şartı' getiriyoruz. Eğitim fakültelerinde programların verilişi, nitelikleri ve yeterlilikleri konusunda da çalışıyoruz." diye konuştu.Özel eğitim tek çatı altında toplandıEğitim fakültelerine yönelik çalışmalarda ilk adımı özel eğitimde attıklarını, ayrı ayrı verilen lisans eğitimlerinin birleştirilerek, "özel eğitim öğretmenliği" adı altında yeni bir lisans programı oluşturulduğunu duyuran Saraç, şunları kaydetti:"Üniversitelerin eğitim fakültelerinde zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ve üstün yetenekliler öğretmenliği olarak ayrı ayrı verilen lisans eğitimleri birleştirilerek, 'özel eğitim öğretmenliği' adı altında yeni bir lisans programı oluşturuldu. Yeni lisans programı, tüm eğitim fakültelerinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren başlatılacak."

5 Mart 2016 Cumartesi

PISA 2016'da acı tablo: Türkiye matematikte sınıfta kaldı

PISA 2016 Raporu'nda, dünya ekonomisinin yüzde 80'ini temsil eden 64 ülkedeki 15 yaş grubu öğrencilerin eğitimi incelendi ve 2012'de yayımlanan son rapor ile karşılaştırıldı.

18 milyon öğrencinin matematik, okuma ve bilim dallarındaki performansı karşılaştırıldı. Buna göre, 34'ü OECD ülkesi olan 64 ülkedeki 15 yaş grubu öğrencilerin yaklaşık 4,5 milyonu yani dörtte biri matematik, okuma ve bilimde başarısız oldu. Matematikte Asya ülkeleri yine ilk sıralarda. Türkiye, matematikte 45'inci sırada yer alarak yine OECD ülkelerinin gerisinde kaldı.

ASYA, MATEMATİKTE YİNE LİDER

Matematik dalında Şanghay (Çin), Singapur, Hong Kong (Çin) ve Kore ilk sırayı aldı. Türkiye, okumada 37'nci, bilimde ise 41'inci sırada yer aldı. Okumada Şanghay, Hong Kong ve Kore ilk 3'ü paylaştı. Bilimde ise Şanghay, Estonya ve Hong Kong ilk üçe girdi. Rapora göre, en kötü durumdaki ülkeler matematikte Endonezya, Peru, Kolombiya; okumada Peru, Katar, Kazakistan; bilimde ise Peru, Endonezya ve Katar oldu. Türkiye, tüm alanlarda OECD ortalamasının altında kalsa da, değerlendirmelere ilk kez katıldığı 2003'ten bu yana sıralamadaki yükselişleriyle başarılı ülkeler arasında gösterildi. Brezilya, Almanya, İtalya, Meksika, Polonya, Portekiz, Rusya, Tunus ve Türkiye'nin 2003 ve 2012'deki matematik performansı düşük öğrenci sayısını OECD ortalamasını yakalayamasa bile en fazla azaltan ülkeler olduğu belirtildi. Raporda bu durum, “Bu, doğru politikaların önemli olduğu gerçeğini ortaya koyuyor” diye yer buldu.

TEMEL BİLİMLERDEKİ EĞİTİM POLİTİKALARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Raporu değerlendiren Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahattin Yıldız, “Sonuçlar, matematik ve temel bilimlerdeki eğitim politikamızı gözden geçirmemiz gerektiğini göstermektedir.” dedi. Teknolojik ilerlemelerle birlikte öğrenci profillerinin de değiştiğini ifade etti ve “50 yıl öncesinin eğitim metotları geçerliliğini kaybediyor. Buna ayak uydurabilmenin yolu, modern eğitim metodolojisi geliştirecek programlar oluşturmak, bu pratikleri uygulayacak öğretmenler yetiştirmek ve öğrenme düzeyini yükseltecek ortamlar hazırlamaktır.” dedi. Temel bilimlere pozitif teşvik ve desteklerin yapılması gerektiğini de vurguladı.

MATEMATİK'TE EN BAŞARILI ÜLKELER

1- Şanghay-Çin

2- Singapur

3- Hong Kong Çin

4- Çin Taipei

5- Kore

6- Macao Özerk Bölgesi-Çin

7- Japonya

8- Finlandiya

9- İsviçre

10- Tayvan

.....

45- Türkiye

2 Mart 2016 Çarşamba

YGS'de başarı için tüyolar

Üniversite hayali kuran 2 milyon 178 bin aday 13 Mart'ta YGS'ye girecek. Sınavda başarılı olmak içinse sadece çalışmak yetmiyor. Hangi konuya ve soruya nasıl yaklaşacağını bilmek de çok önemli.

Üniversiteye giriş sınavlarının ilk basamağı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) 13 Mart'ta yapılacak. 2 milyon 178 bin aday sınavla ilgili son hazırlıklarını yapıyor. Peki sınava sayılı günler kala başarı için bir şeyler yapılabilir mi?

SADECE ÇALIŞMAK YETMEZ

Sınava yeterince hazırlanmanın başarı için yeterli bir kriter olmadığına dikkat çeken Eğitim Uzmanı Faruk Ardıç, “Bunun yanında soruların özellikleri, konu dağılımları ve test çözme stratejileri hakkında bilgilere de sahip olmak gerekir” diyor.

SORULAR 7, 8 VE 9'UNCU SINIFTAN

YGS'lerde sorular genelde ortaokul 7, 8 ve 9'uncu sınıf konularından geliyor. Adayların bütün soruları cevaplama beklentisi içinde olmaması gerektiğini belirten Ardıç, “YGS seçici bir sınav olduğu için farklı zorlukta sorular içeriyor. ‘Hepsini yaparım' da ‘ben yapamam' da doğru bir yaklaşım olmaz” tespitini yapıyor.

YGS'DE SORULARIN ZORLUK DERECELERİ

Normal zorluktaki sorular % 40

Orta derece zor sorular % 20

Orta derece kolay sorular % 20

Çok kolay sorular % 0

Çok zor sorular % 10

Sonuç: Herkesin yapabileceği sorular % 70 ağırlıkta.

SINAVA KADAR TEKRAR YAPIN

Özel bir yetenek söz konusu değilse öğrenmenin temeli tekrara dayanır. Düzenli tekrar yapmayan öğrenciler, öğrendiği bilgilerin çok azını hatırlayacak ve bilgiler arası bağlantı kurmakta zorlanacaklardır. Tekrar yaparken beyin ilk ve son şeyleri daha iyi hatırlar. Aralıksız 4 saat çalışmak yerine, çalışma saatlerinin birer saatlik dilimlere bölünmesi ‘ilk ve son' durumların hatırlanması açısından önemlidir.

YGS STRATEJİLERİ

1-Soru çözümünde stratejik olun: Aynı test içindeki soruların zorlukları düzeyleri birbirinden farklı; fakat puan getirileri aynıdır. Strateji gereği, her testin çok zor bir sorusuna ayrılan sürede, aynı testin en kolay sorusunu cevaplamak tercih edilmelidir.

2-Turlama tekniğini kullanın: Sınavda ilk olarak cevabı kolayca bulunabilecek soruları çözerek zor soruların ikinci tura bırakılmasına turlama tekniği denir. Turlama stratejisini uygulayan öğrenci, ilk turda her testteki normal soruları çözerek testin yüzde 70'ini yapabilir. Zamanı verimli kullanmak için bu teknik mutlaka denenmeli.

3-Çözüme en çok bilinen testten başlayın: Soruların çözümüne hangi dersten başlanacağı herkese göre değişir. Burada genel yaklaşım, öğrencinin en başarılı olduğu testten başlamasıdır. Bu uygulama adaya moral kazandırır, sınav kaygısını azaltır. Ancak sınavda aday için yüksek puan getiren soruları çözmek de hayati önemdedir.

4-Soru köklerini dikkatli okuyun: Sınavda bazı sorular ‘hangisi değildir', ‘hangisi olamaz', ‘hangisine ulaşılamaz' gibi olumsuz soru kökleriyle biter. Olumlu soru köklerine alışkın olan öğrenci, bu tip soruları yanlış cevaplandırabilir. Bu nedenle acele etmeden, soruda ne istendiği iyi anlaşılmalı.

5-Zaman neden yetmez?: Zamanın yetmemesinin en önemli nedeni, soruları sırasına göre çözmektir. Adaylar, zor ve uğraştırıcı sorulara takılıp gereğinden fazla zaman kaybetmemeli.

6- Yapabileceğiniz soruları boş bırakmayın: Bir soru başlangıçta çok karışık görünse bile, o soru hemen geçilmemeli. Soruların zorluğu uzun ve karmaşık olmalarından değil, içeriklerinden kaynaklanır. Uzun ve karmaşık soruları yanlış yapma endişesiyle okumamak veya yarıda bırakmak son derece hatalı bir davranıştır. Ancak belirli bir işlem yapıldığı halde soru çözülemiyorsa bırakılmalı, diğer sorular bittiğinde yine zaman kalırsa o soruya yoğunlaşılmalıdır.

Kaynak: Burak Kılıç, Meydan Gazetesi

26 Şubat 2016 Cuma

Kızlar takımının robotu Cemşit ABD'de yarışacak

Makine ve sanayi işlerine genelde erkeklerin hâkim oldukları, iş yaşantısında da ön plana çıktıkları herkesçe bilinen bir gerçek.

Ancak öyle bir grup var ki, grubun üyeleri tabuları yıkma peşinde. İstanbul Özel Sami Çakır Anadolu-Fen Lisesi'nde okuyan 12 kız öğrenci, yaptıkları robotla 30 Mart-2 Nisan tarihleri arasında Amerika'nın Florida eyaletinde düzenlenecek Uluslararası Robot Yarışması'na gidecekler. Öğrencilerin grup ismi Aurora yani Yeniden Doğuş. Robotlarının adı ise Cemşit.

SPONSORLARINI DA KENDİLERİ BULDU

Gençler, Türkiye'den 23 takım ve 300 lise öğrencisinin katılacağı Uluslararası Robot Yarışması'na sıkı hazırlanmış. Yarışmanın konusunu oluşturan Orta Çağ dönemine göre bir robot yapmaları istenen öğrenciler, 6 haftada hazırladıkları robotu yaparken İstanbul'un fethinden ilham almışlar. Türkiye'nin ilk kız robot takımı olma özelliği de taşıyan gruptakilerin kimisi sayısal, kimi dil öğrencisi. Yarışmaya başvuru ücreti 6 bin dolar olduğu için önce sponsor arayışına giren öğrenciler, İstanbul'da düzenlenen bir inovasyon fuarında sahneye çıkarak yapacakları robotu anlatmışlar. Öğrenciler fuardan 2 sponsorla ayrılmış.

GELECEĞİN GİRİŞİMCİ KADINLARINI GÖRÜR GİBİYİM

Ekibin danışman öğretmeni Sibel Öztürk “Yarışmayı öğrendikten sonra projeye ilgisi olan öğrenciler ile bir takım kurduk. İşe önce sponsor bularak başladılar. Onlardaki o girişimci havayı gördükten sonra geleceğin ‘girişimci kadınlarını' görür gibi oldum. Sponsoru bulduktan sonra hummalı bir çalışma başladı. Çocuklara robot odası açtık. Onlar bu odayı evleri haline getirdiler. Gece gündüz çalıştılar. Çocuklarla çalışırken şunları gördüm; ben yıllardır fizik öğretmeniyim. Öğrencilerimizin başarılı olması için sınavlara hazırlıyoruz ama bilime birçok katkısı olan fiziğin uygulanabilirliğini onların da görmesi beni mutlu etti. Bu şekilde bilim insanı olma yolunda ilk ve büyük adımı atmış oluyorlar.”

Kızların sanayide ne işi var demeyin

Mekanikçiler Bilge Turan, Merve İrem Dumlu ve Şebnem Karaçubuk: Robotun temel malzemeleri geldikten sonra robotta yer alan atış sistemini oluşturmak için sanayi sanayi gezdik. Ordakiler ‘Bu yaştaki kız çocukları neden burada' diyerek şaşkın bakışlarla bizi karşıladılar. ‘Fizik dersi nerede işe yarar' demesin kimse. Bizim işimize çok yaradı. Eğlenceli bir iş.

Tasarımcılar Zeynep Sena Sayın ve Esra Helin Demir: Robotun tasarımında Orta Çağ'ı kapatıp Yeni Çağ'ı açan Fatih Sultan Mehmet'in Bizans'ın surlarını yıkmak için kullandığı topu düşünerek böyle bir robot tasarladık. Bu yarışma bize birçok kapı açacak

Robotun sürücüleri Handenur Çöpür ve Ayşegül Keskin: Çaylak bir takım olarak çok iyi bir iş çıkardık. Kızların da bu işleri yapabileceğini göstermek istedik.

Yazılımcılar Nisa Hacı, İclal Yanaşık ve Elif Sena Işık: Deneyimsizdik, gece gündüz çalışarak robotun yazılımını yaptık. Aynı zamanda elektronik kısmı ile de bizim ilgilenmemiz gerekti. Bu bizi daha fazla çalışmaya itti. Cemşit'imiz iyi.

25 Şubat 2016 Perşembe

Edebiyat ve Dil Anlatım dersleri birleşiyor

Bakanlığın ders müfredatlarını yenileme çalışmaları sürüyor. Bu kapsamda liselerde ‘Edebiyat' ile ‘Dil ve Anlatım' derslerinin birleştirilmesi planlanıyor. Endişe, müfredatın şişmesi.

Meydan Gazetesi'nin haberine göre, Ders müfredatlarının çağa uygun hale getirilmesi için bir süredir çalışmalarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yeni müfredatlar konusunda sona yaklaşıyor.

Ancak Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nda (TTKB) süren çalışmalarla ilgili sızan bilgiler şimdiden kafaların karışmasına sebep oldu.

İKİ DERS BİRLEŞİYOR MU?

TTKB, hem ağır olan müfredatların içeriğinin hafifletilmesi hem de güncellenmesi için bir süredir yoğun mesai harcıyor. Bu kapsamda özellikle temel dersler arasındaki edebiyat dersinde köklü değişiklikler öngörülüyor. Lisedeki Dil Anlatım ve Türk Edebiyatı derslerinin birleştirilip Türk Dili ve Edebiyatı adı altında devam ettirilmesi bunlardan sadece biri. İki dersin haftada 5 saat olarak verilmesi planlanıyor.

İKİ FARKLI GÖRÜŞ

Yeni programı inceleyen eğitimciler ise farklı görüşlerde. Bir grup, yeni dersin programının hayli yoğun olduğuna dikkat çekerek, “Değişiklik olumlu olabilir ama mevcut konuların yanına ek konular da geldi. Toplam ders saati artmazsa konular geçiştirilir” diyor. Diğer grupsa "Müfredat zaten yoğun, ek konular gelecekse en azından bazı konular çıkarılmalı" görüşünü savunuyor.

KISA FİLM GELDİ!

Derslerin birleşmesinin yanı sıra öğrencilerin günlük hayatta kullandığı ve ilgilerini çekecek yeni konular da müfredata ekleniyor. Senaryo, blog, e-posta, kısa film hazırlama bunlardan birkaçı. Uygulamanın önümüzdeki yıldan itibaren 9'uncu sınıflardan başlanarak faaliyete geçeceği tahmin ediliyor.

İŞTE BAZI DEĞİŞİKLİKLER

Mevcut: Halen 9'uncu sınıf Türk Edebiyatı dersinde türler ‘coşku ve heyecana dayalı metinler', ‘olay çevresinde gelişen metinler' ve ‘öğretici metinler' olarak üç ana başlıkta toplanıyor.

Yeni: Başlık sayısı; hikâye, şiir, makale, roman, tiyatro, senaryo, masal/fabl, mektup/e-posta, günlük/blog olmak üzere 9'a çıkarılıyor.

Mevcut: 9'uncu sınıf dil ve anlatım dersinde iletişim, dil ve kültür, ses bilgisi, sözcükte anlam, sözcük grupları, cümlede anlam, paragraf bilgisi gibi konu ayrımı var.

Yeni: 9 konu başlığının içine dil ve anlatım kazanımları yerleştirildi. Bunun yanında “yazım kuralları, noktalama işaretleri, sözcük türleri (isim-sıfat-zamir), yapı bilgisi” gibi yeni dil bilgisi konuları da bu yeni müfredata eklendi.

20 Şubat 2016 Cumartesi

'Çocuklara savaş yerine umudu öğretiyorum'

Kilis'te üç katlı sıradan bir bina… Burada Suriye savaşının geride bıraktığı yetimler eğitim görüyor. Minikler, savaşın gölgesinde yaşamayı sürdürseler de dillerinde şarkılar, ellerinde kırık dökük oyuncaklar…

Oyuna dalıp yetimliklerini unuttukları bile oluyor. Kendilerine sahip çıkan öğretmenlerini anne-baba biliyor. Onları himaye edenlerden biri emekli, diğerleri çiçeği burnunda iki öğretmen. Emekli olana dede, genç olana anne diyorlar. Öğretmenler, ‘kayıp nesil' denilen çocuklara dair umutlarını koruyor. Suriye Eğitim ve Yardımlaşma Derneği'nin açtığı okulda 60 yetime eğitim vererek kayıp nesli gün yüzüne çıkarmak istiyor.

“Kendi ülkemde öğretmen olduğumu görüyorum rüyalarımda”

Halep'in köyü Anedan'da biyoloji öğretmeni olan 25 yaşındaki Beyan Lena, savaşın çocuklarına adamış kendini. 1 yıl Suriye'de çalıştıktan sonra sınırdan geçerek Türkiye'ye sığınmış. Köyünün yerle bir olduğunu anlatan Lena, “Anedan'daki okulumuzda ders anlatırken de bomba, silah sesleri duyuyorduk. Hatta üzerimizden geçen uçaklardan biri okulumuzu vurmuştu. O gün birçok öğrencim gözlerimin önünde öldü. Onlar benim öğrencilerimdi, benim çocuklarımdı.” diyor. Lena, rüyalarında Suriye'de öğretmen olduğunu, kendi ülkesinde öğrenci yetiştirdiğini görüyor.

Lena, burada da boş durmuyor ve “Onlar benim her şeyim” dediği yetimlere sahip çıkıyor. Son nefesine kadar öğretmenlik yapmaya devam edeceğini söylüyor, öğrencilerinden bir gün ayrı kalsa onları özlediğini anlatıyor. 25 yaşında 25 çocuğa annelik ettiğini de sözlerine ekliyor. Nitekim çocuklar ona ‘anne' diye sesleniyor.

Öğrencileri için hemşirelik okuyor

5 ay önce sınırı geriden bırakan Hibe El Ötor, iki sınıflı okulun diğer öğretmeni. O, burada yetim çocuklara savaşı unutmaları için ders verdiğini söylüyor. Ötor, “Çocukların en çok oyunlarına üzülüyorum. 5, 6 yaşlarında sadece savaşa dair oyunlar oynuyorlar. Her gün farklı şarkılar söyleterek ve oyunlar oynatarak onlara savaşı unutturmaya çalışıyorum. Bu çocuklar her şeyin farkında. Yanıma gelip “Annemiz, babamız cennete gitti değil mi?” diye sorduklarında dayanamıyorum. Eve gittiğimde uzun bir süre ağlıyorum. Çocukların kalbine zarar gelmemesi için onları korumaya çalışıyorum.” diyerek duygularını ifade ediyor. Ötor, “Bu çocukların hepsi benim kalbimin içinde yaşıyor. Bundan sonraki yaşamımı onlara verdim. Onlar için çalışacağım. Yaralanan çocukların tedavisini kendim yapabilmek için hemşirelik okumaya başladım Türkiye'de. Yakında onlara daha iyi yardımcı olacağım.” şeklinde konuşuyor.

Türkçe öğretmenine ihtiyaçları var

Emekli öğretmen Adnan Lena, çocukların kalbinden savaşı silip umudu yerleştirmeye çalıştıklarını söylüyor ve bir ihtiyacı dile getiriyor: “Burada öğretmenler gönüllü olarak çalışıyor. Yetimlere üst baş ve yiyecek bulmakta zorlanıyoruz. Türkçe öğretmenine ihtiyacımız var ama kimse gönüllü çalışmak istemiyor.”