31 Mayıs 2014 Cumartesi

Artık LYS’lere motive olma zamanı

Genel anlamda motivasyon, hedeflenen bir işe karşı istekli hale gelme durumudur.Özellikle Lisans Yerleştirme Sınavları’na (LYS) az bir zaman kalan adayların zihinsel olarak toparlanmaları, kalan zamanı verimli değerlendirmeleri yalnızca önlerinde girecekleri sınavlara odaklanmaları birtakım süreçlerden sonra gerçekleşebilmektedir. Sınav sürecinde adaylar, motivasyonlarını önce düşünce bazında daha sonra eylem bazında yapılacak çalışmalarla kazanacaklardır. Bunun için önce sınava yüklenen anlam realize edilmelidir. “Sınavlar, benim eğitim almam için herkes gibi geçmem gereken bir basamaktır. Elimden geldiği kadarıyla çalışıyorum. Kalan zamanda da deneme sınavlarıyla bilgi eksikliklerimi telafi edeceğim ve bunun karşılığını alacağım. Kendime inanıyor ve güveniyorum” düşüncesi en uygun olanıdır. Uygulama öncesi adaylar öncelikle kalan zamanı daha verimli şekilde kullanabilmeleri için stratejik olmalıdırlar. Soruları doğru çözmenin temelinde konuyla ilgili yeterli bilgilere sahip olmak yatar. Konu tekrarı, günlük saat sınırlamasından öte konu bitirme endeksli olmalıdır. Çalışılacak konu uzunsa birkaç oturuma bölünebilir. Bir konu en fazla 1,5- 2 saat çalışıldığında yararlı olabilir. Araya uzun olmamak kaydıyla dinlenme zamanı konmalıdır. Bir güne aynı dersin konularını koymak sıkıntı oluşturabilir.Soru çözme pratiği, LYS’ye hazırlıkta soruların hızlı ve doğru çözümüyle test tekniğine alışmada önemli unsurlardandır. Bunun için girilecek LYS’lere yönelik nitelikli kaynaklar belirlenmelidir. Test çözümleri bittikten sonra mutlaka yanıtları değerlendirilmeli, yanlışlar gözden geçirilmeli ve çözülemeyen ve anlaşılamayan sorular kesinlikle bir bilene sorulmalıdır. Test analizlerinde cevaplanamayan veya yanlış cevaplanan sorular üzerinde titizlikle durulmalıdır. Bütün bu değerlendirmelerden sonra asıl neden konu eksiği ise bu eksiklikler telafi edilmelidir. *FEM Yayın Merkezi Rehberlik Koordinatörü

28 Mayıs 2014 Çarşamba

DGS Başvuruları Ne Zaman başlıyor?

Dikey Geçiş Sınavı'na (DGS) ilişkin başvuru klavuzu yayınlandı. DGS'ye başvurular ne zaman başlıyor? DGS başvuru ücreti hangi bankaya yatırılacak? DGS ne zaman yapılacak? Dikey Geçiş Sınavı Hakkında tüm bilgiler Zaman.com.tr'de...Dikey Geçiş Sınavı'na DGS sınavına ilişkin başvuru klavuzu yayınlandı. DGS başvurma işlemleri 26 Mayıs 2014 tarihinde başladı. Sınava başvurma işlemleri 4 Haziran 2014 tarihinde sona erecek.Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ne zaman yapılacak?Meslek Yüksekokulları ile Açıköğretim Önlisans Programları Mezunlarının Lisans Öğrenimine Dikey Geçiş Sınavı (DGS) 19 Temmuz 2014 tarihinde yapılacak.DGS'ye kimler başvurabilirler?Sınava, meslek yüksekokulları ve açık öğretim ön lisans programlarından mezun olanlar ile son sınıfta olup da staj dışındaki mezuniyet şartlarını yerine getirmiş olanlar başvurabileceklerdir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) meslek yüksekokullarının son sınıf öğrencileri ve mezunları, meslek yüksekokulu adını taşımayan fakat bir mesleğe hazırlayan ön lisans programlarından mezun olanlar ve aynı koşullarda yurt dışından mezun olup denkliği kabul edilenler de sınava başvurabilirler. İlahiyat Lisans Tamamlama Programlarına (İLİTAM) yerleştirme de DGS puanlarına göre merkezi olarak yapılacağından, bu programlara başvuracak adayların da DGS'ye girmeleri zorunludur.İŞTE DGS BAŞVURU KLAVUZUDGS başvuru ücreti hangi bankaya yatırılacak?T.C. Ziraat Bankası ATM ve İnternet bankacılığıT. Halk Bankası tüm şubeler ve İnternet bankacılığıAkbank tüm şubeler ve İnternet bankacılığı (KKTC'den başvuracak adaylar hariç)Kuveyt Türk Katılım Bankası tüm şubeler ve İnternet bankacılığı (KKTC'den başvuracak adaylar hariç)Türk Ekonomi Bankası tüm şubeler ve İnternet bankacılığıDenizBank tüm şubeler ve İnternet bankacılığı (KKTC'den başvuracak adaylar hariç)Tüm PTT İş Yerleri (KKTC'den başvuracak adaylar ASPOS-Gazi Magusa)**Sınav/yerleştirme ücreti ÖSYM'nin İnternet sayfasında yer alan “ÖDEMELER” alanından kredi kartı/banka kartı ile de yatırılabilecektir.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Başarıyı artırmak için kaygınızı azaltın!

Günümüzde kaygı ve stres yaşamın bir parçası haline geldi. Heyecan durumunda insan vücudu birtakım hormonlar salgılamaktadır. Araştırmalar salgılanan hormonların normal olması halinde odaklanma ve yoğunlaşma için çok faydalı olduğunu, az ya da çok olması durumunda ise dikkat dağınıklığı gibi problemlere yol açtığını ortaya çıkarmıştır.Geçenlerde bir komşumun sınava girecek oğlu için “Sanki sınava ben gireceğim hiç kaygısı yok” serzenişi ve bir öğrencimin “Çok heyecanlıyım sınav kelimesini duyunca bile bildiklerimi unutuyorum” değerlendirmesi, kaygının az ya da çok olması durumunda ne tür bir etki meydana getirdiğini göstermektedir. Hedefinize ulaşır ulaşmaz, heyecanınız kaybolmaya başlamaz mı? Aşırı çalışmanız gerekmiyorsa rehavete kapılmaya başlamaz mısınız? Bu iki soruya verilecek cevap genellikle evet olacaktır. Çünkü bu gelişmeler kaygının normal düzeyde tutulmasının ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Aslında kaygı ve heyecanı normal düzeyde ve sürekli diri tutmanın yolu Japon balıkçıların balıkları taze tutmak için buldukları yöntemde olduğu gibi çok basittir. Japon balıkçılar, iki üç günlük mesafeden tuttukları balıkları taze olarak getirtebilmek için çok ilginç bir çözüm bulmuştur. Japon balıkçılar, derin büyük akvaryumlara küçük birkaç tane köpek balığı bırakmıştır. Böylece hayatta kalmaya ve yem olmamaya çalışan balıklar, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak akvaryum içerisinde yaşam mücadelesi verdikleri için kıyıya ulaşana kadar zinde ve taze bir şekilde kalmaktadır. Bahar rehaveti ile birlikte ortaya çıkan atalete yakalanmamak için orta düzeyde bir kaygı yaşamak, zihnin içine atılmış bir köpek balığı gibi bizi problemler karşısında heyecanlı ve diri tutmaktadır. Bu nedenle yapılması gereken şey, kaygı oluşturacak problemleri görmezden gelmek ya da ona boyun eğmek değildir. Kaygı oluşturacak problemleri tanımak, tanımlamak, probleme karşı kararlı olmak, problem hakkında daha fazla bilgi sahibi olarak onunla savaşmaktır. Kaygılarımız, farkındalık düzeyimizi artıracak ve bizi zinde tutacak yardımcı aktörler olarak görülmelidir. Bilgilerinizi zinde ve taze tutmak istiyorsanız, problemlerinizle mücadele etmekten kaçınmayın. Başarısız olmak düşüncesi sizi mücadele etmekten alıkoymasın. Çünkü her başarısızlık, başarı yolunda elenen bir seçenek ve yeni denemeler yapmak için başka bir fırsat demektir. *Körfez Yayınları Rehberlik KoordinatörüBunları biliyor musunuz?Soru: Teknoloji fakülteleri mühendislik programlarına mesleki ve teknik ortaöğretim kurumu (M.T.O.K) kontenjanından yerleşen adaylar ile genel kontenjan ve diğer mühendislik fakültelerinde okuyan adaylardan farkı var mıdır? Cevap: Teknoloji fakültelerinde, M.T.O.K. kontenjanıyla yerleşen adaylara bir yıl intibak (matematik ve fen derslerinin gösterildiği hazırlık) programı uygulanır. İntibak programından muaf olmak için matematik ve fen derslerinden yapılacak olan muafiyet sınavında başarılı olmak gerekir. Yani M.T.O.K. bünyesindeki bölümlerin eğitimi intibak dahil 5 yıldır. İlgili derslerden başarılı olup sınavı geçen adaylar ise eğitimlerine birinci sınıftan itibaren başlarlar. Teknoloji fakültesi bünyesinde yer alan mühendislik bölümlerine, M.T.O.K. kontenjanı ile yerleşen adaylara eğitim veren bölümlerin adı ve gösterdikleri intibak eğitimi dışında diğer mühendislik bölümlerinden, imza yetkisi de dahil olmak üzere hiçbir farkı yoktur.Sınav kaygısını yenmek için…Sınavlardan önce uykunuzu iyice alın. Gece uyanık kalıp ders çalışmak düşüncesiyle asla ilaç kullanmayın. Beslenmenize dikkat edin. Yorgunken ders çalışmak için çabalamayın. Bir sınavın tüm yaşamınızı “ya hep ya hiç” şeklinde etkilemesi mümkün değildir. Sakın ümitsizlik tuzağına düşmeyin. Rahatlamayı ve gevşemeyi Öğrenin… Rahat bir kıyafet giyin, rahat bir oturuş durumu alın. Bacaklarınızı gererek kaslarınızı hissedin ve 10’a kadar sayın. Sonra yavaşça gevşetin ve gerginliğin azaldığını hissetmeye çalışın. Sonra; kol, karın, boyun ve omuz içinde kasma ve gevşetme uygulamasını yapın. Yavaşça ve derin nefes alarak rahatlayın. Eğer sınav esnasında donup kalırsanız... Gözlerinizi kapatın, uzun ve derin bir nefes alın, nefesinizi yavaşça bırakın. Nefes alışınıza odaklanın yani nefes alıp verişinizi duyun ve hissedin. Bu egzersizi bir kez daha tekrarlayın ve sonra sınava dönün. Öğrendiğiniz rahatlama tekniklerini… Kendinizi aşırı kaygılı ve gergin hissettiğinizde, sınavdan önceki akşam uyuyamadığınızda, çalışmaya ara verip gücünüzü toplamak istediğinizde kullanabilirsiniz.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

ALES sonuçları açıklandı

2014 Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (2014-ALES) İlkbahar Dönemi sonuçları açıklandı.11 Mayıs 2014 tarihinde yapılan 2014-ALES İlkbahar Dönemi Sınavı'nın değerlendirme işlemleri tamamlandı.Adaylar sınav sonuçlarını ÖSYM'nin internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebilecekler. Sınav Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek. Adaylar sınav sonuçlarına ilişkin sayısal bilgilere ve sınav sorularının yüzde 10'undan oluşturulan Temel Soru Kitapçığı'nahttp://skgs.osym.gov.trinternet adresinden ulaşabilecek.

13 Mayıs 2014 Salı

20 bini doktoralı, 45 bin öğretim elemanı açığı var

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye yükseköğretim sisteminin son 30 yılının ve bugünkü yapısının bütün boyutları ortaya koyduğu bir rapor hazırladı. Çetinsaya'nın üzerinde iki yıla yakın bir zaman çalıştığı 'Büyüme, Kalite, Uluslararasılaşma: Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası' başlıklı rapora göre Türkiye'de 20 bini doktoralı olmak üzere, yaklaşık 45 bin öğretim elemanına ihtiyacı olduğu vurgulandı.YÖK'ün Nisan 2014 verilerine göre Türkiye'de 141 bin 674 öğretim elemanı bulunduğu belirtilen raporda, ''Ulusal ve uluslararası veriler değerlendirildiğinde, Türkiye yükseköğretim sisteminin önemli bir öğretim elemanı açığı bulunmaktadır. Mevcut öğrenci ve öğretim elemanı sayılarına göre, Türkiye'nin öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı bakımından OECD ortalaması olan 16'ya ulaşabilmesi için, 20 bini doktoralı öğretim üyesi olmak üzere yaklaşık 45 bin öğretim elemanına ihtiyacı vardır. Türkiye'nin OECD ülkeleri ortalamasına erişebilmesi için, önümüzdeki beş yıl boyunca her yıl yaklaşık 18 bin 500 öğretim elemanı sisteme dahil edilmelidir.'' ifadelerine yer verildi.Yükseköğretim sisteminin her bakımdan yeniden yapılandırılması ihtiyacına vurgu yapılan raporda, Türkiye'nin 2023 hedefleri ve küresel dinamikler ışığında yükseköğretim sisteminin odaklanması ve politika geliştirilmesi gereken üç temel stratejik alan olarak, nicel büyümeden nitelikli büyümeye geçiş, akademik insan kaynağının geliştirilmesi ve uluslararasılaşma başlıkları bulunuyor. Raporda Türkiye ile bazı ülkelerin yükseköğretim öğrenci sayıları karşılaştırılıyor. Büyüme oranları yüzde 100'ün üzerinde gerçekleşen Çin, Bangladeş, İran, Brezilya, Hindistan gibi ülkelerin ardından Türkiye'nin geldiği, yüzde 121 büyüme ile bu ülkelerin ardından en hızlı büyüyen ülkeler arasında bulunduğu tespitine yer veriliyor. Raporda, 2010'da (açıköğretim dahil) 3,5 milyon, 2013'te 4,9 milyon, 2014'te ise 5,5 milyon yükseköğretim öğrenci sayısına ulaşıldığı vurgulandı. Raporda, Yükseköğretim Kurulunun Nisan 2014 verilerine dayandırılarak, Türkiye yükseköğretim kurumlarında eğitim görmekte olan yaklaşık 5,5 milyon öğrenciden, 1 milyon 750 bininin ön lisans (yüzde 32), 3 milyon 370 bininin lisans (yüzde 62), 329 bininin ise lisansüstü (yüzde 6) programlarda yer aldığı; bu öğrencilerin, yaklaşık 2 milyon 206 bininin birinci öğretim (yüzde 40.5), 654 bininin ikinci öğretim (yüzde 12), 2 milyon 545 bininin açıköğretim (yüzde 46.7) ve 44 bininin (yüzde 0.8) ise uzaktan öğretim programlarında kayıtlı olduğu belirtildi.AÇIKÖĞRETİM ÖĞRENCİ SAYISI 2 MİLYON 545 BİNLERE YÜKSELDİRaporda, yükseköğretime erişimi artırmak için kurulan bir yapı olan açıköğretim sisteminin, son otuz yılda program sayısını ve eğitim türlerini çeşitlendirdiği ve hızla büyüdüğü tespitine ve şu rakamlara yer verildi: ''Açıköğretim sisteminde 1982 yılında 26 bin 626 öğrenci varken, öğrenci sayısı gittikçe büyüyerek 1990'da 250 bine, 1995'te 620 bine, 2005'te 950 bine ve 2014'te 2 milyon 545 bine çıkmıştır. Toplam kontenjan içindeki payı yüzde 40'lardan yüzde 24'e gerilerken, açıköğretimdeki öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısı içindeki payının sürekli büyümesinin sebeplerinden biri, 2011'de çıkarılan 6111 sayılı kanunla birlikte getirilen düzenleme sonucu öğrencilik statüsünün süresiz devam edebilmesidir. Nitekim, açıköğretim programlarına kayıtlı olduğu halde kayıt yenilememe veya kayıt dondurma gibi farklı nedenlerle aktif kayıtlı olmayan çok yüksek sayıda, yaklaşık bir milyon (toplam açıköğretim öğrencileri arasında yüzde 40'lar seviyesinde) öğrenci bulunması (bu konunun yüzyüze eğitimdeki benzer yansımaları da düşünüldüğünde) sistemin yeniden ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.''Yükseköğretim kurumlarında 1982'de yaklaşık 22 bin, 1992'de 38 bin, 2002'de 76 bin öğretim elemanı bulunduğu vurgulanan raporda, ''Bu sayı 2013'de 133 bine ulaşmıştır. Yükseköğretim Kurulunun Nisan 2014 verilerine göre ise, 141 bin 674 öğretim elemanı bulunmaktadır. Bu sayının 19 bin 877'si profesör, 12 bin 634'ü doçent, 30 bin 750'si yardımcı doçent, 44 bin 440'ı araştırma görevlisi, 20 bin 325'i öğretim görevlisi, 9 bin 942'si okutman, geriye kalan 3 bin 696'sı ise uzman ve diğer öğretim elemanı kadrolarında çalışmaktadır. Öğretim üyelerinin tüm öğretim elemanları içindeki payı yüzde 45'tir.Ulusal ve uluslararası veriler değerlendirildiğinde, Türkiye yükseköğretim sisteminin önemli bir öğretim elemanı açığı bulunmaktadır. Mevcut öğrenci ve öğretim elemanı sayılarına göre, Türkiye'nin öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı bakımından OECD ortalaması olan 16'ya ulaşabilmesi için, 20 bini doktoralı öğretim üyesi olmak üzere yaklaşık 45 bin öğretim elemanına ihtiyacı vardır. Gelecek on yıldaki büyüme tahminleri ve tahmin edilen bu büyümenin yüzyüze programlarda olması gerektiği hususu düşünüldüğünde, ihtiyaç daha da kritik bir hal almaktadır. Bu çerçevede, Türkiye'nin OECD ülkeleri ortalamasına erişebilmesi için, önümüzdeki beş yıl boyunca her yıl yaklaşık 18 bin 500 öğretim elemanı sisteme dâhil edilmelidir.''denildi.(CİHAN)

10 Mayıs 2014 Cumartesi

LYS için son 1 ayı nasıl değerlendirmeli?

Yaklaşık iki milyon öğrencinin yarıştığı Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçları açıklanalı hayli zaman oldu.Birçok aday, sınav sonuçları açıklandıktan sonra kısa süreli bir boşluk yaşasa da diğer rakipleri karşısında geri kalmamak için yeni bir maratonun içine girdi ve ciddi bir yol aldı bile. YGS açıklandıktan sonra geçen bir aylık zamanı çok iyi değerlendiren adaylar olduğu gibi hâlâ YGS sonuçları üzerine konuşan ve ne yapacağına tam olarak karar verememiş adaylar var. Mevcut durumunuz her ne seviyede olursa olsun şimdi okuyacaklarınız sınava giden yolda altın değerinde…Öncelikle artık ‘istediğim olmadı’ , ‘ben yapamam’ , ‘bu sene benden geçti’, ‘istesem de artık yetişmez ki’ türünden olumsuz düşünce ve yorumlardan acilen kurtulmalısınız. Bu düşünceler sizin kanatlanıp yükselmenizi önleyen ağırlıklar gibidir. Bu olumsuz düşünceleri acilen olumlu ve sizi cesaretlendirecek yeni düşüncelerle değiştirmek gerekli. Rehberlik servisindeki hocalarınız sizlere birinci sınavı iyi geçmemiş ama ikinci sınavda kendini çabuk toparlamış, moralini bozmamış, ‘yapabilirim’ demiş ve başarılı olmuş onlarca, yüzlerce örnek anlatabilir. Aslında sizde mazinizi biraz yoklasanız geçmişinizde benzer başarı öykülerini anımsarsınız. Bir yenisini yazmak ve yarışta ‘ben de varım’ demek için hâlâ geç değil…Lisans Yerleştirme Sınavı’nın (LYS) adayların bilgi seviyelerini ve çalışma alışkanlıklarını ölçme amacında olduğunu belirtmekte fayda var. Yani bu sınavlarda, çalışkan ve bilgi seviyesi yüksek arkadaşlar kesinlikle başarılı olacak. LYS’ler YGS ile karşılaştırıldığında adayların emeğinin karşılığını çok daha fazla görebildikleri sınavlar. Bu sınavlardaki dersler ve özellikle çok soru getiren konular belli olduğuna göre iyi bir programlama ile siz de başarı tablosuna adınızı yazdırabilirsiniz.Sınavlara hazırlanan adaylar için hem sınav öncesi hem de sınav anında en önemli rakip zamandır. Sınavlara sayılı günlerin kaldığı bu zamanda iyi ve etkili bir programla zamanı çok iyi değerlendirmeli ve özellikle puan artışına yönelik olarak kullanmalısınız. Unutmayın her ders size aynı puanı getirmiyor. Bazı derslerden çok daha az çalışma ile çok daha fazla puan almak mümkün. Örneklendirecek olursak, TM öğrencileri için edebiyat dersi, TS öğrencileri için felsefe grubu ve din dersleri, MF-3 öğrencileri için biyoloji dersi hem çalışma ve anlama açısından kolay hem de en yüksek puan bu derslerden kazanılıyor.*Maltepe Yayınları Rehberlik KoordinatörüSon bir ayı nasıl değerlendirmeli?Bütün yarışçılar bilir ki, yarış son düzlükte kazanılır. Sınavlara hazırlanan adaylar üzerinde yapılan çalışmalar adayların en önemli ataklarını sınava yakın son bir aylık çalışma döneminde yaptığını gösteriyor. Mayıs ayı için adaylara,Varsa konu eksiklerini tespit edip bunları telafi etmeleriniGenel tekrar yapmalarınıBol deneme çözmeleriniHız arttırıcı çalışmalar yapmalarınıÖzellikle son 4 yılın çıkmış sorularını çözmeleriniSınav stratejilerini iyi belirlemelerini tavsiye ederiz.

9 Mayıs 2014 Cuma

Turkcell & Ciceksatis İşbirliği İle Anneler Daha Mutlu

 

Anneler Günü çiçeksiz olmaz. ciceksatis.com’dan tüm ürünlerde geçerli %25 indirim kodunuzu hemen alın, ister Anneler Günü’nde annenize, ister özel günlerinde sevdiklerinize gönderin. 31 Mayıs’a kadar indirim kodunuzu dilediğiniz gibi kullanın!

 

Kampanya Koşulları:

Nasıl yararlanabilirsiniz?

01 Mayıs – 31 Mayıs 2014 tarihleri arasında Ciceksatis.com üzerinden yapacağınız alışverişlerinizde indirim kuponunuzu kullanarak anında %25 indirimden yararlanabilirsiniz.Bunun için sipariş aşamasında yer alan “INDIRIM KODU” alanına tarafınıza verilen kodu girmeniz yeterlidir.

Nelere dikkat etmelisiniz?

Tüm ürünlerde geçerlidir.%25 indirim için herhangi bir alt veya üst limit yoktur.TURKCELL kampanyası, Ciceksatis.com dönemsel indirimleri dışında başka bir kampanya ile birleştirilemez.Alınan ürünlerin iade edilmesi halinde, geri verilen üründe yapılan %25  indirim, iade edilen ürün bedelinden düşülerek işlem yapılır.Kampanya 31 Mayıs 2014 tarihine kadar geçerlidir.

.

Ciceksatis.com alışverişlerinizle ilgili soru ve sorunlarınız için m.hizmetleri@ciceksatis.com e-posta adresinden ya da 444 1 163 numaralı çağrı merkezinden firma ile iletişime geçebilirsiniz.

 

6 Mayıs 2014 Salı

CardFinans & Ciceksatis.com Anneler Günü Kampanyası

CardFinans ile Ciceksatis.com arasında imzalanan sözleşme ile 01-31 Mayıs  2014 tarihleri arasında tüm Cardfinans müşterilerine kayıtsız şartsız

%25 indirim imkanı sunulmaktadır. Kampanya detayları için aşağıdaki metinden faydalanabilirsiniz.

Kampanya Koşulları:

 

01 Mayıs 2014-31 Mayıs 2014 tarihleri arasında www.ciceksatis.com online alışveriş sitesinde Finansbank banka ve kredi kartlarıyla yapılacak alışverişlerde anında %25 indirim fırsatı sunulacaktır.İndirim alışveriş anında otomatik uygulanacaktır. (Yanlızca CardFinans kartınızla çekim yapmanız yeterlidir.)Sanal kart ve ParaPuan kullanılarak yapılan alışverişler indirim kampanyasına dahil değildir.Alınan ürünlerin iade edilmesi sonucu indirim bedeli iade edilen ürün bedelinden düşülerek işlem yapılacaktır.www.ciceksatis.com’un tüm müşterilerine sunduğu genel kampanyalar için detaylı bilgi www.ciceksatis.com’dan alınabilir. Finansbank’ın bu  kampanyalar ile ilgili bir sorumluluğu bulunmamaktadır.Kampanya kullanım sınırı yoktur.

·         Not: Finansbank  A.Ş.  ve Çiçek Satış A.Ş. kampanya koşullarında değişiklik yapma hakkını saklı tutar.

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Yarış devam ediyor

Birçok aday Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile birlikte yarış tamamlandı havasına girdi.Ancak aslında gerçek hiç de öyle değil. Çünkü Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) ile birlikte yarış yeni başlıyor ve bu yarışta çok çalışan değil devamlı çalışan mutlu sonuca ulaşacak. Öğrencilerimizin verilerinden elde ettiğimiz sonuçlara göre, tüm puan türlerinde 180-250 aralığında puan alan öğrenci sayısı, 2013 yılına göre 2014 yılında daha fazla, 250 puanın üzerinde olan öğrenci sayısı ise 2013 yılına göre 2014’te daha az.Bu durum, 2014 yılında 180 puanı geçen aday sayısındaki 190 bin kişilik fazlalığın, 180-250 puan aralığına yığıldığını gösteriyor. Buna göre, 250 puanın altında puanı olan öğrenciler için LYS’de 1 puan, hatta 1 yanlış bile çok önemli. Hele ki ortalama 300-301 puan aralığına 3 bin 200 kişinin, 250-251 puan aralığına 7 bin kişinin, 200-201 puan aralığına 11 bin kişinin, 180-181 puan aralığına 14 bin kişinin girdiği düşünülürse bu önem daha da artıyor. Bunun yanında 250 puanın üzerinde almış adaylar için de yarış hâlâ devam ediyor. Bu öğrenciler arasından yarışa hazırlanmaya devam edenler mutlu sona ulaşacak. Çünkü bu öğrencilerin aralarındaki farkı belirleyecek olan LYS netleri olacak.