24 Eylül 2015 Perşembe

Tablet geldi, kitap bitti!

Eğitimde büyük umutlarla başlatılan Fatih Projesi'nin hayata geçtiği liselerde kitaplar raflarda unutuldu. Projenin hayata geçtiği 2014'te kişi başına kitap okuma oranları 2.94'ten 2.77'ye düştü.

Meydan Gazetesi'nden Burak Kılıç'ın haberine göre, eğitimi teknolojiyle daha iyi seviyelere çıkarmayı amaçlayan ve büyük hayallerle hayata geçirilen Fatih Projesi'nin öğrencileri kitaptan uzaklaştırdığı ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda kitap okuma oranları, projenin başlamasıyla düşmeye başladı.

LİSELERİN 3'TE 1'İNE YAYILDI

Büyük umutlarla 2013 yılında başlatılan ve 2014 yılında birçok devlet lisesinde aktif hale gelen Fatih Projesi'nde bugüne kadar; 9061 devlet lisesinden 3657'sinde 84 bin 921 sınıfa etkileşimli tahta yerleştirildi. Yine aynı okullarda yerel alan ağı kurulum çalışmaları tamamlandı ve 737 bin 800 tablet bilgisayar liselerdeki öğrencilere dağıtıldı.

KİTAP OKUMA ORANLARI DÜŞTÜ

MEB'in geçen yılı içeren istatistikleri yayımlamasıyla liselerdeki Fatih etkisi de iyice ortaya çıktı. MEB'in stratejik hedeflerini anlattığı raporunda verdiği bilgilere göre, özellikle Fatih'in hayata geçtiği 2013 yılında kitap okuma oranlarının artmadığı aksine gözle görülür biçimde düştüğü görülüyor.

FATİH GELDİ KİTAP UNUTULDU

İstatistiklere göre Fatih Projesi'nin uygulanmadığı ortaokullarda 2012'de kişi başına düşen kitap okuma oranı 8.51'di. Bu oran 2013'te 7.09'a düşmüştü 2014'te ise 7.26'ya yükseldi. Liselerde ise tam tersi bir durum yaşandı. Liselerde 2012'de kişi başına 2.78 olan kitap okuma oranı 2013'te 2.94'e çıkmıştı. Ancak Fatih projesinin liselerin yüzde 35'ine yayıldığı 2014'te oranlar 2.77'ye düştü.

OECD: OKULDA BİLGİSAYAR KULLANIMI BAŞARIYI DÜŞÜRÜYOR

Türkiye'nin de üyesi olduğu OECD'nin (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) 70 ülkede araştırma yaparak bu ay yayımladığı raporun sonuçları da Türkiye'deki durumu doğrular nitelikte. Okullarda kullanılmaya başlanan bilgisayar, tablet ve akıllı tahta gibi uygulamaların öğrencilerin başarısını düşürdüğünü açıklayan OECD Eğitim Direktörü Andreas Schleicher, okul teknolojilerinin ‘Birçok yanlış umutlarla' ortaya atıldığı görüşünde. Araştırmaya göre uluslararası testlerde en başarılı olan Asya ülkelerinin eğitim sisteminde çok az teknoloji kullanıldığına dikkat çekildi. En çok teknoloji kullanan ülkeler arasında Avustralya, Yeni Zelanda ve İsveç'teki öğrencilerin okuma performanslarında ‘önemli düşüşler yaşandığı' görülürken Güney Kore ve Çin gibi bilgisayarı haftada 1 ya da 2 kez kullanan okullar ise sıklıkla kullananlara kıyasla daha iyi sonuçlar alıyor.

22 Eylül 2015 Salı

Hadi hep birlikte kapatın okulları

Maarif Nazırı Emrullah Efendi “Şu okullar olmasaydı milli eğitimi ne güzel idare ederdim” derken şaka yapmıştı. Şaka, AKP'yle gerçek oluyor. Doğuda PKK terörü, batıda polis baskınıyla eğitim bitiriliyor.

DOĞU'DA ÖĞRETMENLERİN YÜZDE 32'Sİ MESLEĞİ BIRAKMAK İSTİYOR

Meydan Gazetesi'nden Burak Kılıç'ın haberine göre, Doğu'da artan terör olayları en çok eğitimi vurdu. Bölgede görev yapan öğretmenlerin yüzde 32'si “Mesleği bırakmayı düşünüyor musunuz” sorusuna “Evet” cevabı verdi.

7 Haziran sonrası artan terör olayları Doğu'da hayatı durma noktasına getirirken eğitim ortamı da olaylar sebebiyle büyük zarar gördü. Eğitim Sen tarafından bölgede görev yapan 1087 öğretmen üzerinde yapılan ‘Çatışmaların Eğitime ve Öğretmenlere Etkileri Araştırması'ndan çarpıcı sonuçlar çıktı.

SİLAHLARIN GÖLGESİNDE EĞİTİM HAYAL

10 ilde yapılan araştırmaya katılan öğretmenler yaşanan olayların en çok eğitimi vurduğunu ve çatışma ortamında psikolojilerinin bozulduğunu anlattı. Öğretmenlerin yüzde 89'u “Eğitim öğretimin sağlıklı yapılabilmesinin mümkün olduğunu düşünüyor musunuz” sorusuna “Hayır” cevabı verdi. Bu oran çatışmaların yoğunlaştığı Hakkâri ve Şırnak'ta yüzde 97'ye çıktı.

ÖĞRETMENLER KALMAK İSTİYOR AMA…

“Tayin istiyor musunuz” sorusuna öğretmenlerin da yüzde 59'u “Hayır” cevabı verirken tayin isteyenlerin oranı yüzde 41'de kaldı. Hakkâri ve Şırnak'ta tayin isteyenlerin oranı ise yüzde 80'i buldu. “Mesleği bırakmak istiyor musunuz” sorusuna “Evet” diyen öğretmenlerin oranı ise yüzde 32 oldu. Bu durum, bölgeyi ve öğrencilerini terk etmek istememesine rağmen yaşanan olumsuzluklar sebebiyle öğretmenlerin meslekten soğuduğu şeklinde yorumlandı.

EĞİTİMİ ENGELLEYEN ÜÇ SORUN

“Eğitimi engelleyen en temel ilk üç sorun nedir” sorusuna ise öğretmenlerin yüzde 38'i can güvenliğinin olmaması, yüzde 24'ü okulların fiziki koşullarının uygun olmaması, yüzde 16'sı ise öğretmen açıklarını ilk üç neden olarak sıralıyor.

SİLAHLAR BİR AN ÖNCE SUSMALI

Eğitim-Sen, mevcut durumun bir an önce normale dönmesi için silahların susmasının şart olduğunu vurguladı. Can güvenliğinin olmadığı bir ortamda eğitim hakkından bahsedilemeyeceğine dikkat çekilen araştırmada “Sağlıklı bir eğitim ve öğretim yapılabilmesi için silahlar derhal susmalı, öğrencilerin, öğretmenlerin ve halkın günlük yaşamını alt üst eden tüm şiddet eylemlerine derhal son verilmeli, AKP'nin 1 Kasım seçimlerinde istediği sonucu almak için fiilen uyguladığı sıkıyönetim uygulamalarına, anti-demokratik ve baskıcı yöntemlere derhal son verilerek yaşamın normale dönmesi için bir an önce barış ortamına geçilmelidir” ifadeleri dikkat çekti.

İŞTE EĞİTİMİN TEMEL SORUNU: MEB'İN SİYASET YAPMASI

Öğretmenlere göre eğitimde diğer sorunlar ise şöyle sıralandı:

- Çatışmalı ortamın olumsuz etkileri,

- Anadilde eğitimin olmaması,

- Eğitimin bilimsel olmaması,

- Siyasi kadrolaşma ve baskılar

- Sınıfların kalabalık olması

- Kaynak ve bütçe yetersizliği

- MEB'in eğitim değil, siyaset yapması

- Eğitim sisteminin sürekli değişmesi

- Eğitimin içeriğinin öğrencilere uygun olmaması

- Velilerin sosyo-ekonomik durumu

- Tekçi, milliyetçi, anti-demokratik eğitim sistemi

- Öğretmene değer verilmemesi

- Öğretmen sirkülasyonunun fazla olması

- Bölgeler arası eşitsizlik

BATIDA: KAMERALAR KAPATILDI; KOLTUKLAR, BEŞİKLER, ÇOCUK PARKLARI DİDİK DİDİK ARANDI

AK Parti hükümetinin okul basma politikası hız kesmeden devam ediyor. Ankara'da 100'ü aşkın polis dün Samanyolu Koleji'ndeydi.

Türkiye'nin iftihar vesilesi okullara polis baskını zulmü devam ediyor. Dünkü adres, ülkenin şampiyon okullarından Ankara Samanyolu Eğitim Kurumları'na bağlı Nurettin Topçu İlköğretim Okulu ve Ankara Atlantik Eğitim Kurumları'na bağlı Ahmet Ulusoy Liseleri'ydi.

100 POLİSLE BASKIN

Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimi Yunus Süer tarafından verilen arama kararı üzerine yapılan baskına; Terörle Mücadele, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele, Narkotik, Asayiş, Siber Suçlar, Çevik Kuvvet şubelerinden 100'ü aşkın polis katıldı.

RÖGARA DA BAKILDI

Özel Samanyolu Eğitim Kurumları ve Kültür Merkezi Kampüsü'ndeki aramada okul içinde ve dışındaki toplam 16 kamera kapatıldı. Okuldaki rögar kapakları ve koltuk yüzleri sökülüp arama yapıldı!

DUVARLARDA GİZLİ BÖLME ARADILAR!

Atlantik Çukurambar İlkokulu Müdürü Cevdet Çelik ise polislerin, okul duvarlarını vurarak kontrol ettiğini, gizli bölme aradığını söyledi. Sınıfların didik didik arandığını belirten Çelik, “Küçük çocukların sınıfında bebek bezleri dahi kontrol edildi. Hatta buzdolabının içine bile baktılar. Polisler, sınıfların birinde var olan kemanı dahi alıp sökmeye çalıştı. Bunların yanında duvardaki pano ve tablolar da zorlanarak arandı” dedi.

‘HAYIRDIR PKK'LI FİLAN MI VARDI?

Baskına tepki amaçlı gelen velilerden birinin ağzından, “Güneydoğu'da verilen şehitlere yüreğimiz nasıl yanıyorsa, burada da öyle yanıyor” sözleri döküldü. Bir vatandaşsa “Hayırdır, PKK'lı filan mı vardı?” sorusunu gelen polislere yöneltti. Soruya cevap vermeyen ya da veremeyen polis memuru aracına hışımla binerek olay yerinden ayrılmayı tercih etti.

19 Eylül 2015 Cumartesi

2015-ÖSYS ek yerleştirmede yeni kayıt hakkı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı, 2015-ÖSYS ek yerleştirme sonucunda yerleşip sağlık nedeniyle kayıt yaptıramayanlara kayıt hakkı tanıdı.

YÖK'ten konu hakkında yapılan yazılı duyuru şöyle: "2015 ÖSYS ek yerleştirme sonuçlarına göre yükseköğretim kurumlarına yerleşme hakkı kazanarak sağlık nedeniyle kayıt yaptıramayan öğrencilerin kayıt hakkı verilmesine ilişkin dilekçeleri 17 Eylül 2015 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında incelenmiş ve 2015 ÖSYS ek yerleştirme sonucunda yükseköğretim kurumlarına kayıt hakkı kazanan ortaöğretim kurumlarından mezun olan ancak sağlık nedeni ile kayıt yaptıramayan öğrencilerin ilgili yükseköğretim kurumlarına sağlık durumlarını ibraz etmeleri durumunda 01 Ekim 2015 Perşembe günü mesai bitimine kadar 2015 ÖSYS sonucunda kayıt hakkı kazandıkları ilgili yükseköğretim kurumlarına başvurmaları halinde kayıtlarının yapılmasına, bu tarihten sonra başvuran adaylara işlem yapılmamasına karar verilmiştir."

(CİHAN)

17 Eylül 2015 Perşembe

Atandılar ama sevinemediler!

Bu dönem öğretmen atamalarının yüzde 70'i öğretmenlerin kaçtığı doğu illerine yapıldı. Güvenlik endişesi taşıyan yeni öğretmenler atandıklarına sevinemezken Eğitim-Sen Başkanı Kamuran Karaca “Bölgede can güvenliği sebebiyle istifa edip göç eden öğretmenler var” diyor.

Meydan Gazetesi'nin haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 105 branşa öğretmen atamalarını dün gerçekleştirdi. Bakan Nabi Avcı'nın katılımıyla gerçekleşen atamalar Ankara'daki MEB'in merkez binasında saat 11.00'de gerçekleştirilen işlemlerde ilk atama, yeniden atama, kurumlar arası yeniden atama ve milli sporcuların ataması kapsamında 37 bin öğretmen atandı.

ASLAN PAYI DOĞUYA

MEB, 37 bin öğretmen atamasında aslan payını, çok sık öğretmen kaybeden doğuya ayırdı. Doğu illerine 26 bin civarında öğretmen atandığı tahmin ediliyor. 4640 öğretmen kadrosunun ayrıldığı Şanlıurfa ilk sırada bulunurken Karabük'te tüm branşlarda sadece 12 kadroya öğretmen ataması yapılacak. Onu Van ve Ağrı takip ediyor. Van'a ayrılan kadro 3207, Ağrı'nın kadrosu ise 2239.

SEVİNÇLERİ KURSAKLARINDA KALDI

Öğretmen adaylarının yüzde 90'ı, 41'inci tercih olan ve Türkiye'nin her yerine atanmak istediğini kabul eden tercihi işaretledi. Ancak seçim sürecinden sonra başlayan terör olayları, öğretmenlerin gözünü korkutmuş durumda. Dün yapılan atamalarda doğu illerine görevlendirilen öğretmenlerin sevinemediği gözlendi. Can güvenliklerinden endişe eden öğretmenlerin sevinçleri kursaklarında kaldı.

162 BİN BAŞVURU

Atanacak 36 bin 512 öğretmen kontenjanı için 161 bin 975 aday başvurdu. İlk atamada en çok başvurulan branş, 13 bin 317 kişiyle sınıf öğretmenliği oldu. Ancak bu öğretmenlerden 4157'si atanabildi.

DOĞUYA ATANAN ÖĞRETMENLER İSTİFA EDİYOR

Bu yıl özür grubu atamalarında doğu ve güneydoğudan binlerce öğretmenin tayin istediğini kaydeden Kamuran Karaca, “Hakkâri'de 2500 öğretmen var. 760 öğretmen bu yıl özür grubundan tayin istedi. Oran 3'te 1'e yakın. Bu, önemli bir sorun. Birkaç ay sonra da yeni atanan bu çocuklar rapor alıp özür grubundan tayin isteyeceklerdir. Tayin istemek, emeklilik, ücretsiz izin, rapor gibi birçok yol denenebilir. Tabii bunlar geçici çözümler, önemli olan barışın ve sükûnetin sağlanması” bilgisini veriyor. “Okulların 28'inde açılması ve eğitimin başlaması da merak konusu. Seçimlerin ertelenmesini bile tartışırken eğitimi nasıl konuşabiliriz?” diye soran Karaca, bir an önce hükümetin çatışma ortamını sona erdirmek için gerekli çalışmayı yapması ve öğretmenlerin kaygılarını gidermesi çağrısını yapıyor.

CAN GÜVENLİĞİ YOK!

Hem yeni atanan öğretmenlerin hem de bölgede görev yapanların endişe içinde olduğunu belirten Eğitim Sen Başkanı Kamuran Karaca, yeni öğretmenlerin büyük kısmının göreve başlayıp başlamama konusunda tereddüt yaşadığını söylüyor: “Ancak başka çareleri de yok. Yıllardır atanmayı bekleyen öğretmen adayları var çünkü. 330 bin öğretmen adayı bekliyor. Can güvenliklerini de riske ederek gideceklerdir. Ancak daha ilk görev yerlerinde orada yaşayacakları her şey onların üzerinde travmalar yaratabilir. Bu büyük bir problem. Motivasyonlarını olumsuz etkiler. Bu ortamda eğitimin kalitesi daha da düşer.” Doğuda öğretmenlerin durumuyla ilgili bir anket çalışması yaptıklarını, sonuçlarını bu hafta içinde açıklayacaklarını vurgulayan Karaca, şu çarpıcı tespitlere yer veriyor: “Bölgede istifa eden öğretmenler var. Etmeyi düşünenler var. Bölge halkından olan öğretmenlerimiz bile bölgeden kaçmak istiyor. Bu durumda yeni atanan öğretmenlerimiz haliyle can güvenliği olmadığını düşünüyor. Çatışmanın olduğu yerde bölge halkı da endişeli. Kimden nasıl bir tehlike geleceğini kimse kestiremiyor.”

Coğrafyada 2 soru iptal

KPSS coğrafya sorularıyla ilgili mahkeme devam ettiği için coğrafya ve sosyal bilgiler ataması dün yapılamadı. Günün ilerleyen saatlerinde mahkemeden karar çıktı. Ankara 11. İdare Mahkemesi, 12 Temmuz 2015'te yapılan KPSS öğretmenlik alan bilgisi testindeki, 25 ve 33'üncü soruları iptal etti. Coğrafya atamalarının da bugün yapılması bekleniyor.

10 Eylül 2015 Perşembe

Danıştay, ÖSYM'nin soru yayınlamama kararını iptal etti

Danıştay 8. Dairesi, Ankara Barosu'nun açtığı dava kapsamında, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) üniversite sınavında sorulan soruların sadece yüzde 20'sinin yayınlanmasına ilişkin kararını iptali etti.

ÖSYM Yönetim Kurulu, 2014 yılında yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) sorulan soruların sadece yüzde 20'sinin yayınlanmasına karar vermişti.

Ankara Barosu Başkanlığı, ÖSYM Yönetim Kurulu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay'da dava açmış; davayı gören Danıştay 8. Dairesi, söz konusu kararın yürütmesini 8 Aralık 2014 tarihinde oyçokluğuyla durdurmuştu. Danıştay 8. Dairesi, söz konusu davayı 30 Nisan 2015 tarihinde karara bağladı ve ÖSYM Yönetim Kurulu'nun 2014 yılında yapılan YGS'de sorulan soruların sadece yüzde 20'sinin yayınlanmasına ilişkin kararını oyçokluğuyla iptal etti.

İptal kararında, "Davalı idarece hukuki güvenlik, açıklık ve şeffaflık ilkelerine aykırı olarak tesis edilen ve 2014 YGS'de sorulacak soruların belli bir kısmının yayınlanmaması niteliğinde bulunan dava konusu işlemin, ülkemizin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan ve 'hukuk devletinin' vazgeçilmez ilkelerinden olan 'hak arama özgürlüğü', 'adil yargılanma hakkı' ve 'mahkemeye başvuru hakkını' doğrudan ve dolaylı olarak ihlal ettiği sonucuna varılmıştır" denildi.

Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, Danıştay'ın verdiği iptal karıyla önemli bir yanlıştan dönüldüğünü söyledi. Üniversite sınavlarına her yıl yüzbinlerce gencin girdiğini anımsatan Hakan Canduran, "Soruların yayınlamaması, hatalı soru ve yanıtların düzeltilmesini engellediği gibi sınava giren gençlerin sınav sonucuna itiraz hakkını da fiilen ortadan kaldırıyordu. Bu da hak arama özgürlüğünün sınırlanması anlamına geliyordu. Ankara Barosu'nun açtığı dava sayesinde tüm bu olumsuzluklar ortadan kalkacak" dedi.