25 Ekim 2014 Cumartesi

SINAVLARA HAZIRLIKTA GEÇ KALMIŞ SAYILMAZSINIZ

Geçen hafta bu sayfalarda değerli rehberlik uzmanı Hakan Baykal, programlı çalışmanın gereği üzerine düşüncelerini paylaştı. Birçok öğrencimizin gönderdiği maillerinde “Şimdi programlı çalışmaya başlasak konuları yetiştirebilir miyiz?” şeklinde soruları oldu. Bu haftaki yazımızda aynı durumda olan üniversite adaylarına tavsiyelerimiz yer alacak.Hemen bir ders çalışma programı yapın Zaman olarak baktığımızda ilk sınav olan YGS 15 Mart’ta uygulanacak. Diğer sınavlar ise haziran ayında yapılacak. Bugün 25 Ekim. Yani sınava toplam 140 günden fazla zaman var. Kalan zaman verimli bir biçimde değerlendirildiğinde birçok şey değişecektir. Sınavlarda başarının ilk şartı hazırlık aşamasında doğru bir yöntem belirlemek, eksiklikler noktasında düzenli bir çalışma programı yapmaktır. Sınavların içeriğinin bilinmesi gerekirAdayların girecekleri sınavın genel özellikleri, hangi derslerden ne tür soru geldiği, söz konusu derslerle ilgili konu dağılımını bilmesi gerekir. Bu tür bilgilere FEM dershanelerinin internet sitelerinden ulaşılabilir. Adayların mümkünse bu tür bilgileri çalışma masasında bulundurmaları veya her an görebilecekleri bir yere asmaları yararlı olacaktır.Soru çözümü öncesi konuların kavranması gerekirÖğrenme için önce salt bilgiye sahip olunması gerekir. Öğrenmenin ilk düzeyi olan bu bilgilere, okulda öğretmenlerin anlattıklarından veya kaynak kitaplardan ulaşabilirler. Bilgiye ulaştıktan sonra bilginin iyi kavranması gerekir. Bu süreç verimli tekrarlarla, not tutarak ya da kendi ifadelerinizle özet çıkararak gerçekleşir. Yani, kısa süreli bellekteki bilgilerin uzun süreli hafızaya aktarılması kavramayla gerçekleşir. Kavrama düzeyinden sonra da uygulama basamağı gelir. Uygulama, konuyla ilgili soruların çözümüne geçmeyi içerir. Burada adayların yaptıkları en büyük hata, bilginin kavranmadan hemen uygulamasına yani test çözümlerine geçmeleridir. Tekrar, ezber değildirUnutmayı azaltan en önemli faktör tekrarlardır. Tekrarı belli periyotlarla yapmakta fayda olacaktır. Tekrarlarda öncelikle öğretmenin derste anlatmış olduğu derslere ve sınıfta çözmüş olduğu sorulara ağırlık verilmelidir. Çünkü bu bilgilerde seçicilik olduğu gibi daha önceden görme, duyma olduğundan hatırlaması kolay olacak ve anlamlı öğrenme hızlı gerçekleşecektir. Hazırlık sürecinde doğru kaynak seçilmelidirOlabildiğince planlı ve programlı geçirilmesi gereken hazırlık sürecinde kullanılan kaynaklar da büyük önem arz etmektedir. Kaynak kullanımında tercih, olabildiğince konuları özet halinde anlatmak yerine ayrıntıları ve önemli noktaları vurgulayarak anlatan yayınlardan yana olmalıdır. Ayrıca kaynakta hazırlanan soruların gerçek sınav sorularıyla örtüşmesi, konuların müfredata uygun olması, kaynakların bir ekip tarafından hazırlanması ve okurken gözü yormayacak estetikte olması gerekir. En verimli ders çalışma saatleriÇalışmaların en kolay öğrenilen ve dikkatin en kolay toplanabildiği saatlerde gerçekleştirilmesi gerekir. Verimli ders çalışma saatleri yani anlama ve dikkat yoğunlaşması günün belirli zaman aralıklarında artar ve azalır. En verimli saatler, birçok insan için sabah saatleridir. Çünkü bu saatlerde, beynimiz dinlendiği ve gerekli uykuyu aldığımız için ders çalışırken uyuklama ihtimali düşük ve çevresel uyaranlar etkin değildir. *FEM Yayınları Rehberlik Koordinatörü

18 Ekim 2014 Cumartesi

DERSLER ARASINDA KAYBOLMAYIN PLANLI ÇALIŞIN

“Okul dersleriyle birlikte sınavı nasıl birlikte götürebilirim?”, “Çalışmaya nereden başlamalıyım?”, “Hazırladığım ders çalışma programına bir türlü uyamıyorum, hep aksatıyorum. Ne tavsiye ediyorsunuz?” Bu sorulara hiçbirinizin yabancı olmadığını düşünüyorum. Neden mi? Çünkü yukarıda verdiklerim, öğrencilerin uzmanlara en sık sorduğu sorular. Peki, ders çalışma programı hazırlarken nelere dikkat etmeliyiz?Neden planlı çalışmak gerekiyor?Descartes’e göre “Plansız çalışan bir kimse, ülke ülke dolaşıp hazine arayan bir insana benzer.” Plansızlık dikkatsizliğe, yorgunluğa, bitkinliğe, isteksizliğe ve dalgınlığa neden olur. Bu durum öğrencilerde psikolojik baskı, kararsızlık, çalışmaya motive olamama ve verimsiz çalışma gibi olumsuz birçok sonuca yol açar. Başarılı olan insanların hayatlarını incelediğimizde karşımıza çıkan temel nokta belli bir plan ve program dâhilinde çalışmış olmalarıdır. Neye, ne kadar zaman harcayacağını bilmek, hem zamanı planlamak hem enerjiyi doğru kullanmak hem de hedefe konsantrasyonu devam ettirmek açısından çok önemlidir. Öğrenci bu sayede çalışma maratonunda yolun neresinde olduğunu, hangi zaman diliminde nerede olması gerektiğini, enerjisini en doğru ve verimli şekilde nasıl kullanacağını bilir. Programlı çalışma aynı zamanda zihinsel dağınıklığı da ortadan kaldırır. Öğrencinin kısa vadeli hedefler belirlemesine ve bu sayede uzak hedefe istenilen sürede varmasına imkân verir. Kendini tanıma çok önemliÇevrenizde çok çalıştığını, ama bu çalışmanın verimini elde edemediğini söyleyen öğrencilerle çok karşılaşmışsınızdır. Bu tipteki öğrencilerin genel özelliği kendilerini yeterince tanımamalarıdır. Doğru bir çalışma programı oluşturulabilmesinin asgari şartı kişinin kendini tanıyor olmasıdır. Her öğrencinin çalışma alışkanlıkları, bilgi birikimi, hedefleri, zayıf ya da güçlü yönleri, zekâ potansiyeli, çalışma koşulları birbirinden farklı. Dolayısıyla herkes için genel geçer bir çalışma programından bahsetmek de doğru olmaz.Program kim tarafından, nasıl hazırlanmalı?Şunu hiçbir zaman unutmayın ki sizi en iyi tanıyan yine sizsiniz. Ancak kendinizi tanıyor olmanızla iş bitmiyor. Sizi yakından tanıyan, potansiyelinizden, çalışma alışkanlıklarınızdan haberdar, tecrübeli bir eğitimciden yardım almalısınız. Programın ana iskeletini siz belirlemelisiniz. Hangi derslerde zayıf olduğunuzu, ne kadar uykunun ya da dinlenmenin sizin için yeterli olacağını beraber programı hazırlayacağınız kişiye söylemelisiniz ki uygulamada sıkıntılar çıkmasın. Bünyeniz ne kadarını kaldırabilecekse o kadar saat çalışacak şekilde programınızı düzenlemelisiniz. Daha sonra çalışma saatlerinizi bir süreç dâhilinde artırmalısınız.Çalışma programı ne kadarlık süreyi kapsamalı?Hazırlanan program, hedeflenen belli bir döneme ait olmalıdır. Durumunuza göre bu dönem 1 ay ya da daha fazla bir zaman dilimini kapsayabilir. Bünye alıştıkça ders çalışma saatinizi artıracağınızdan dolayı planlamanızda birtakım düzenlemelere gitmeniz gerekecektir. Bunun yanı sıra tatil olan dönemlerde (şubat tatili, bayram tatilleri vs.) çalışma programları yeniden düzenlenmelidir. Bunun dışında liseyi bitiren ve dershaneye giden öğrenciler de bu dönemde dershanelerinin durumuna göre yeni bir çalışma takvimi oluşturabilirler.*Güvender Yayınları Rehberlik Yayın Yönetmeni

11 Ekim 2014 Cumartesi

Tembellik girdabından nasıl kurtulabilirim?

Öğrencilerin yaşadığı problemlerden en önemlisi çalışma arzusunun oluşmaması olarak karşımıza çıkıyor. Hâlbuki kimi zaman istemeye istemeye harekete geçmek, ders çalışma isteğini kendiliğinden oluşturabilir. Bu sorundan kurtulmak için işte tavsiyeler…Hedefinize sıkı sıkıya bağlanınHedefiniz yoksa çalışmak için bir nedeniniz de yoktur. En uzun yolculuk, nereye gidildiğini bilmeden yapılan yolculuktur. O nedenle hedefinizi güçlendirmeye, yazılarla ve resimlerle canlı tutmaya gayret edin. Kazanmayı düşündüğünüz bölüm ya da üniversite ile ilgili olarak, o bölümde veya o üniversitede okuyan öğrencilerle ara sıra görüşerek bu canlılığı sağlayabilirsiniz. Unutmayın ki insanoğlu kısa sürede ulaşacağı hedeflere daha iyi konsantre olur. Günlük, haftalık, aylık hedefler belirleyerek (bitireceğiniz konular, çözeceğiniz soru adetleri, deneme sınavlarında alacağınız puanlar gibi) ana hedefiniz için bunları basamak olarak kullanın. Zihninizi düzenleyinAklınızda daima, bu sene yapacağınız güzel bir çalışmayla bütün bir geleceğinizi belirleme şansına sahip olabileceğiniz düşüncesi bulunsun. Zihninizdeki bu düşünce çalışma enerjinizi oluşturacak, sizi diri tutacaktır.Başarıda kendinizi ödüllendirin, başarısızlıkta ceza uygulayınÖnünüze koyduğunuz günlük, haftalık ya da aylık hedeflere, almak istediğiniz puan hedeflerine ulaştığınızda kendinize ödüller verin. Bu ödüller sizin için cazip şeyler olmalı. Hedeflerinizi gerçekleştiremediğinizde ufak cezalar uygulayabilirsiniz. Örneğin günlük hedefe ulaşmadığınızda o gün seyredeceğiniz televizyon programını seyretmeyin ya da arkadaşlarınızla buluşmayı düşünüyorsanız buluşmayın.İyi bir teknik direktör edininSizin çalışma koşullarınızdan haberdar, sizi yakından tanıyan, zaman zaman çalışma performansınızı denetleyen, hedeflerinizi ne derece gerçekleştirdiğinizi ölçen-biçen ve sizi yönlendiren bir eğitimci çalışma iradenizi güçlendirecektir. Bu kişi, üzerinizde etkisi ve yaptırımı olan bir öğretmeniniz olabileceği gibi bir üniversiteli büyüğünüz de olabilir.Çevrenizde sizi konuşma ve davranışlarıyla tetikleyecek kişiler olsunSizler birer robot değilsiniz. Tabii ki zaman zaman çalışma isteğiniz azalacak, performansınız düşecektir. Böyle dönemlerde konuşmasıyla sizi etkileyen, çalışma isteğinizi artıran, iradenize güç veren bir insanla konuşmanızda fayda vardır. Bazı kişiler konuşma ve davranışıyla sizin üzerinizde diğer insanlara göre daha etkili olabilir. O kişilerle çok kısa bir süre de olsa bir arada olmanız, konuşmanız sizin adınıza çalışma isteğinizi kamçılayabilir. Ümitsizliğe düşmeyinZaman zaman bunalabilir, ümitsizliğe düşebilir, karamsarlığa kapılabilirsiniz. Bu son derece doğaldır. Bazı dönemlerde aksilikler ve başarısızlıklar peş peşe gelebilir. İşte bu noktada ayakta kalmasını bilenler önemli bir avantaj elde edeceklerdir. Bırakmak, kaçmak herkesin rahatlıkla yapabileceği şeylerdir. Ancak problemlerle mücadele etme iradesini gösterenler hem bu sınavda hem de hayatın diğer dönemlerinde başarıyı yakalayabileceklerdir. Unutmayın ki tarihteki önemli şahsiyetler, başarısızlıklarından ve yenilgilerinden sonra ayakta kalmayı becerebilenler arasından çıkmıştır.*Zirve Yayınları Rehberlik Yayın Yönetmeni

4 Ekim 2014 Cumartesi

NASIL TÜRKİYE 1.Sİ OLDUM?

Sevgili öğrenciler, üç şeyin kıymeti kaybedilince anlaşılır: “Zaman, sağlık ve gençlik”. Gençsiniz, zamanınız var. Bunun yanında sağlığınız da yerindeyse ne kadar şükretseniz azdır. Zamanı verimli kullanmak da bir şükürdür. Ne güzel demiş büyüklerimiz: “Sen zamanı yontmazsan, zaman seni yontar.” Peki, zamanı nasıl yontabiliriz? İşte size Türkiye 1.si İlker Can Çiçek’ten planlı çalışma yöntemleri:Rıfat Altunsaray*Düzenli ve disiplinli ders çalıştımHayırlı olsun. 1.273.000 öğrencinin yarıştığı TEOG sınavında Türkiye 1.si oldun. Tüm soruları doğru cevapladın ve 500 tam puan aldın. Olimpiyat derecesi ile artı 1,21 puan eklenerek puanın 501,21 oldu. Büyük bir başarı elde ettin. Ödül töreninde “Başarılı olmamda düzenli ve disiplinli çalışmamın etkisi oldu.” demiştin. Nasıl bir ders programı uyguladın?Okullar açılır açılmaz düzenli ve disiplinli bir çalışma programı uygulamaya başlamıştım. Böylece kasım ayındaki TEOG sınavına hazırlıksız yakalanmamıştım. Hem de bu sınavda soru sorulacak daha az konu vardı. Dolayısıyla bu sınavda kendime nisan ayındaki TEOG sınavına göre çok daha fazla güveniyordum. Konuları okulla birlikte işliyor ve akşamları dershanede konu tekrarı yapıyordum. Burada özellikle şunu belirtmek istiyorum ki kesinlikle belirli bir sıra takip edilerek konular işlenmeli..Konu tekrarı yaptım, bol bol farklı Soru tarzları çözmeye çalıştımÖğretmenlerimin oluşturduğu ders çalışma programlarına tamamen uymaya özen gösterdim. Ders programında ders çalışma saatlerine uymak çok önemli. Dersleri okulda ve dershanede tekrar tekrar dinlediğim için eve geldiğimde sadece dersteki temel ve önemli konuları tekrar ediyor diğer vaktimi test çözmeye ayırıyordum. Sınav yaklaştığı dönemde ise birçok konu işlediğimizden dolayı konu tekrarı yapmış ve daha fazla denemeye girmeye çalışmıştım. Ders çalışma motivasyonum düştüğü zaman hedeflerimi hatırladımTürkiye 1.si olmayı hedeflemiş miydin? Liseden sonra belirlediğin hedefin var mı?Evet, Türkiye 1.si olmayı hedeflemiştim. Aslında çevremin benden beklentisi de bu yöndeydi. Bazı zamanlar ek puanıma güvenerek çalışma motivasyonumun düştüğü dönemler de olmuştu. Böyle zamanlarda “Hedef, Türkiye’nin en iyi okullarına girebilmek olmalı” diyerek hedeflerime ulaştıktan sonra olacakları, yaşayacağım güzel olayları düşünerek kendimi motive ediyordum. Yurtdışında bulunan dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul alabilmek en büyük hedeflerimden. Meslek olarak ise şimdiye kadar tıp ve mühendislik düşünmüştüm. Ancak şu an için bana en uygun olan mesleğin “akademik kariyer” olduğunu düşünüyorum. Ders dışında ilgi alanlarımdaki yarışmalara katılarak özgüven kazanıyordumDers çalışmaktan sıkıldığın zamanlar neler yapıyordun? Kısa süreli molalar verip televizyon ve bilgisayarla vakit geçiriyordum. Açıkçası ben daha önceden başarıyı tatmış bir öğrenciydim ve bu durum bazen doygunluk oluşturabiliyor. Bu problemi aile, dershane ve okul desteğiyle engelledim. Özellikle satranç, masa tenisi, basketbol ve akıl oyunlarında birçok yarışmaya katıldım. Bu yarışmaların her birinde yeni değerler kazanıyor ve bunun sonucunda gelen küçük çaplı başarılarla daha çok motive oluyordum. Anne ve babamın desteği moral ve motivasyon kaynağım olduBaşarılarında anne-babanın desteği nasıl oldu?Başarılı olmamda anne ve babamın büyük etkileri oldu. Özellikle ders çalışmanın bende bıkkınlık hissi oluşturduğu dönemde büyük moral motivasyon kaynağı oldular. Ders çalışmayla ilgili almam gereken önemli kararlarda bana çok yardımcı oldular. Ayrıca aile-okul-dershane üçlüsünde dengeyi sağlayabilmek de çok önemli. Dolayısıyla TEOG başarımda emeği geçen herkese, aileme, okuldaki ve dershanedeki tüm öğretmenlerime teşekkür ediyorum.*Anafen Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü

3 Ekim 2014 Cuma

Dünyanın en iyi üniversiteleri açıklandı

İngiliz eğitim dergisi Times Higher Education (THE), her yıl düzenli olarak açıkladığı dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasının bu yılki sonuçlarını yayınladı.2014 - 2015 sonuçlarında ilk sırada yer alan yüksek eğitim kurumu, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (Caltech) oldu. 4 yıldır üst üste 1. olan Caltech'i, Harvard Üniversitesi ve Oxford Üniversitesi takip etti. Dünya çapında 400 üniversitenin bulunduğu listede Türkiye'den 6 üniversite yer aldı.ODTÜ İLK 100'DEDünya sıralamasındaki ilk Türk üniversitesi, 85. sıraya yerleşen Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) oldu. ODTÜ, aynı dergi tarafından Mart ayında yayınlanan 'Dünyanın En İtibarlı 100 Üniversitesi' listesinde 71-80 bandında yer alarak 2014 yılında sıralamaya giren tek Türk üniversitesi olmuştu.lk 200'e giren Türk üniversitelerinden; Boğaziçi Üniversitesi 139., İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) 165. ve Sabancı Üniversitesi 182. sırada yer aldı. Bilkent Üniversitesi 201-225 sıra aralığında, Koç Üniversitesi ise 301-350 bandında yer buldu.THE tarafından hazırlanan 'Dünya Üniversiteler Sıralaması', öğrenme ortamı, araştırma hacmi ve etkisi, inovasyon, gelir ve itibar gibi kıstaslar eşliğinde belirleniyor. Araştırma, dünya çapındaki üniversitelerin seviyeleri hakkında genel bir fikir veriyor.İLK 10'DA ABD VE İNGİLTERE ÜNİVERSİTELERİListede yer alan ilk 10 üniversite ise şu şekilde sıralanıyor:1.Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (Caltech) (ABD)2.Harvard Üniversitesi (ABD)3.Oxford Üniversitesi (İngiltere)4.Stanford Üniversitesi5.Cambridge Üniversitesi6.Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) (ABD)7.Princeton Üniversitesi8.Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley (ABD)9.Imperial College London (İngiltere) ve Yale Üniversitesi (ABD)