21 Mayıs 2016 Cumartesi

Eğitim fakülteleri yeniden yapılandırılıyor

null

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, eğitim fakültelerindeki niteliği yükseltmek ve gereksinimlere cevap verebilmek amacıyla bu fakültelerin bölüm ve ana bilim dallarının yeniden yapılandırılacağını belirtti.YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK bünyesinde bir yıl önce oluşturulan "Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu"nda yürütülen çalışmalara ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.YÖK Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu'nda Milli Eğitim Bakanlığının ilgili temsilcileri ile eğitim fakültesi dekanlarının da bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Saraç, çalışmaların sonuçlarını vermeye başladığını, eğitim fakültelerine ilişkin süreç yakında daha da hızlanacağını söyledi.Kurgu yeni baştan yapılacakÖğretmen yetiştiren birincil kurum olan eğitim fakültelerindeki eğitimin niteliğini yükseltmek ve gereksinimlere daha iyi cevap verebilmek amacıyla bir süreç başlatıldığına işaret eden Saraç, "Eğitim fakültelerinde önümüzdeki günlerde bütün bölüm ve ana bilim dallarına yönelik bir yeniden yapılandırma gerçekleştirilecek. Bütün bölüm ve ana bilim dalları, eğitim fakülteleri ile iş birliği içerisinde yeni baştan kurgulanıyor." dedi.Eğitim fakültelerine baraj geliyorEğitim fakültelerine girişte başarı sıralaması şartı getireceklerini de açıklayan Saraç, "Gelecek dönemden itibaren eğitim fakülteleri için girdi esaslı bir düzenleme olarak 'başarı sıralaması şartı' getiriyoruz. Eğitim fakültelerinde programların verilişi, nitelikleri ve yeterlilikleri konusunda da çalışıyoruz." diye konuştu.Özel eğitim tek çatı altında toplandıEğitim fakültelerine yönelik çalışmalarda ilk adımı özel eğitimde attıklarını, ayrı ayrı verilen lisans eğitimlerinin birleştirilerek, "özel eğitim öğretmenliği" adı altında yeni bir lisans programı oluşturulduğunu duyuran Saraç, şunları kaydetti:"Üniversitelerin eğitim fakültelerinde zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ve üstün yetenekliler öğretmenliği olarak ayrı ayrı verilen lisans eğitimleri birleştirilerek, 'özel eğitim öğretmenliği' adı altında yeni bir lisans programı oluşturuldu. Yeni lisans programı, tüm eğitim fakültelerinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren başlatılacak."

21 Nisan 2016 Perşembe

Eğitim fakülteleri yeniden yapılandırılıyor

null

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, eğitim fakültelerindeki niteliği yükseltmek ve gereksinimlere cevap verebilmek amacıyla bu fakültelerin bölüm ve ana bilim dallarının yeniden yapılandırılacağını belirtti.YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK bünyesinde bir yıl önce oluşturulan "Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu"nda yürütülen çalışmalara ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.YÖK Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu'nda Milli Eğitim Bakanlığının ilgili temsilcileri ile eğitim fakültesi dekanlarının da bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Saraç, çalışmaların sonuçlarını vermeye başladığını, eğitim fakültelerine ilişkin süreç yakında daha da hızlanacağını söyledi.Kurgu yeni baştan yapılacakÖğretmen yetiştiren birincil kurum olan eğitim fakültelerindeki eğitimin niteliğini yükseltmek ve gereksinimlere daha iyi cevap verebilmek amacıyla bir süreç başlatıldığına işaret eden Saraç, "Eğitim fakültelerinde önümüzdeki günlerde bütün bölüm ve ana bilim dallarına yönelik bir yeniden yapılandırma gerçekleştirilecek. Bütün bölüm ve ana bilim dalları, eğitim fakülteleri ile iş birliği içerisinde yeni baştan kurgulanıyor." dedi.Eğitim fakültelerine baraj geliyorEğitim fakültelerine girişte başarı sıralaması şartı getireceklerini de açıklayan Saraç, "Gelecek dönemden itibaren eğitim fakülteleri için girdi esaslı bir düzenleme olarak 'başarı sıralaması şartı' getiriyoruz. Eğitim fakültelerinde programların verilişi, nitelikleri ve yeterlilikleri konusunda da çalışıyoruz." diye konuştu.Özel eğitim tek çatı altında toplandıEğitim fakültelerine yönelik çalışmalarda ilk adımı özel eğitimde attıklarını, ayrı ayrı verilen lisans eğitimlerinin birleştirilerek, "özel eğitim öğretmenliği" adı altında yeni bir lisans programı oluşturulduğunu duyuran Saraç, şunları kaydetti:"Üniversitelerin eğitim fakültelerinde zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ve üstün yetenekliler öğretmenliği olarak ayrı ayrı verilen lisans eğitimleri birleştirilerek, 'özel eğitim öğretmenliği' adı altında yeni bir lisans programı oluşturuldu. Yeni lisans programı, tüm eğitim fakültelerinde 2016-2017 öğretim yılından itibaren başlatılacak."

5 Mart 2016 Cumartesi

PISA 2016'da acı tablo: Türkiye matematikte sınıfta kaldı

PISA 2016 Raporu'nda, dünya ekonomisinin yüzde 80'ini temsil eden 64 ülkedeki 15 yaş grubu öğrencilerin eğitimi incelendi ve 2012'de yayımlanan son rapor ile karşılaştırıldı.

18 milyon öğrencinin matematik, okuma ve bilim dallarındaki performansı karşılaştırıldı. Buna göre, 34'ü OECD ülkesi olan 64 ülkedeki 15 yaş grubu öğrencilerin yaklaşık 4,5 milyonu yani dörtte biri matematik, okuma ve bilimde başarısız oldu. Matematikte Asya ülkeleri yine ilk sıralarda. Türkiye, matematikte 45'inci sırada yer alarak yine OECD ülkelerinin gerisinde kaldı.

ASYA, MATEMATİKTE YİNE LİDER

Matematik dalında Şanghay (Çin), Singapur, Hong Kong (Çin) ve Kore ilk sırayı aldı. Türkiye, okumada 37'nci, bilimde ise 41'inci sırada yer aldı. Okumada Şanghay, Hong Kong ve Kore ilk 3'ü paylaştı. Bilimde ise Şanghay, Estonya ve Hong Kong ilk üçe girdi. Rapora göre, en kötü durumdaki ülkeler matematikte Endonezya, Peru, Kolombiya; okumada Peru, Katar, Kazakistan; bilimde ise Peru, Endonezya ve Katar oldu. Türkiye, tüm alanlarda OECD ortalamasının altında kalsa da, değerlendirmelere ilk kez katıldığı 2003'ten bu yana sıralamadaki yükselişleriyle başarılı ülkeler arasında gösterildi. Brezilya, Almanya, İtalya, Meksika, Polonya, Portekiz, Rusya, Tunus ve Türkiye'nin 2003 ve 2012'deki matematik performansı düşük öğrenci sayısını OECD ortalamasını yakalayamasa bile en fazla azaltan ülkeler olduğu belirtildi. Raporda bu durum, “Bu, doğru politikaların önemli olduğu gerçeğini ortaya koyuyor” diye yer buldu.

TEMEL BİLİMLERDEKİ EĞİTİM POLİTİKALARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Raporu değerlendiren Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahattin Yıldız, “Sonuçlar, matematik ve temel bilimlerdeki eğitim politikamızı gözden geçirmemiz gerektiğini göstermektedir.” dedi. Teknolojik ilerlemelerle birlikte öğrenci profillerinin de değiştiğini ifade etti ve “50 yıl öncesinin eğitim metotları geçerliliğini kaybediyor. Buna ayak uydurabilmenin yolu, modern eğitim metodolojisi geliştirecek programlar oluşturmak, bu pratikleri uygulayacak öğretmenler yetiştirmek ve öğrenme düzeyini yükseltecek ortamlar hazırlamaktır.” dedi. Temel bilimlere pozitif teşvik ve desteklerin yapılması gerektiğini de vurguladı.

MATEMATİK'TE EN BAŞARILI ÜLKELER

1- Şanghay-Çin

2- Singapur

3- Hong Kong Çin

4- Çin Taipei

5- Kore

6- Macao Özerk Bölgesi-Çin

7- Japonya

8- Finlandiya

9- İsviçre

10- Tayvan

.....

45- Türkiye

2 Mart 2016 Çarşamba

YGS'de başarı için tüyolar

Üniversite hayali kuran 2 milyon 178 bin aday 13 Mart'ta YGS'ye girecek. Sınavda başarılı olmak içinse sadece çalışmak yetmiyor. Hangi konuya ve soruya nasıl yaklaşacağını bilmek de çok önemli.

Üniversiteye giriş sınavlarının ilk basamağı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) 13 Mart'ta yapılacak. 2 milyon 178 bin aday sınavla ilgili son hazırlıklarını yapıyor. Peki sınava sayılı günler kala başarı için bir şeyler yapılabilir mi?

SADECE ÇALIŞMAK YETMEZ

Sınava yeterince hazırlanmanın başarı için yeterli bir kriter olmadığına dikkat çeken Eğitim Uzmanı Faruk Ardıç, “Bunun yanında soruların özellikleri, konu dağılımları ve test çözme stratejileri hakkında bilgilere de sahip olmak gerekir” diyor.

SORULAR 7, 8 VE 9'UNCU SINIFTAN

YGS'lerde sorular genelde ortaokul 7, 8 ve 9'uncu sınıf konularından geliyor. Adayların bütün soruları cevaplama beklentisi içinde olmaması gerektiğini belirten Ardıç, “YGS seçici bir sınav olduğu için farklı zorlukta sorular içeriyor. ‘Hepsini yaparım' da ‘ben yapamam' da doğru bir yaklaşım olmaz” tespitini yapıyor.

YGS'DE SORULARIN ZORLUK DERECELERİ

Normal zorluktaki sorular % 40

Orta derece zor sorular % 20

Orta derece kolay sorular % 20

Çok kolay sorular % 0

Çok zor sorular % 10

Sonuç: Herkesin yapabileceği sorular % 70 ağırlıkta.

SINAVA KADAR TEKRAR YAPIN

Özel bir yetenek söz konusu değilse öğrenmenin temeli tekrara dayanır. Düzenli tekrar yapmayan öğrenciler, öğrendiği bilgilerin çok azını hatırlayacak ve bilgiler arası bağlantı kurmakta zorlanacaklardır. Tekrar yaparken beyin ilk ve son şeyleri daha iyi hatırlar. Aralıksız 4 saat çalışmak yerine, çalışma saatlerinin birer saatlik dilimlere bölünmesi ‘ilk ve son' durumların hatırlanması açısından önemlidir.

YGS STRATEJİLERİ

1-Soru çözümünde stratejik olun: Aynı test içindeki soruların zorlukları düzeyleri birbirinden farklı; fakat puan getirileri aynıdır. Strateji gereği, her testin çok zor bir sorusuna ayrılan sürede, aynı testin en kolay sorusunu cevaplamak tercih edilmelidir.

2-Turlama tekniğini kullanın: Sınavda ilk olarak cevabı kolayca bulunabilecek soruları çözerek zor soruların ikinci tura bırakılmasına turlama tekniği denir. Turlama stratejisini uygulayan öğrenci, ilk turda her testteki normal soruları çözerek testin yüzde 70'ini yapabilir. Zamanı verimli kullanmak için bu teknik mutlaka denenmeli.

3-Çözüme en çok bilinen testten başlayın: Soruların çözümüne hangi dersten başlanacağı herkese göre değişir. Burada genel yaklaşım, öğrencinin en başarılı olduğu testten başlamasıdır. Bu uygulama adaya moral kazandırır, sınav kaygısını azaltır. Ancak sınavda aday için yüksek puan getiren soruları çözmek de hayati önemdedir.

4-Soru köklerini dikkatli okuyun: Sınavda bazı sorular ‘hangisi değildir', ‘hangisi olamaz', ‘hangisine ulaşılamaz' gibi olumsuz soru kökleriyle biter. Olumlu soru köklerine alışkın olan öğrenci, bu tip soruları yanlış cevaplandırabilir. Bu nedenle acele etmeden, soruda ne istendiği iyi anlaşılmalı.

5-Zaman neden yetmez?: Zamanın yetmemesinin en önemli nedeni, soruları sırasına göre çözmektir. Adaylar, zor ve uğraştırıcı sorulara takılıp gereğinden fazla zaman kaybetmemeli.

6- Yapabileceğiniz soruları boş bırakmayın: Bir soru başlangıçta çok karışık görünse bile, o soru hemen geçilmemeli. Soruların zorluğu uzun ve karmaşık olmalarından değil, içeriklerinden kaynaklanır. Uzun ve karmaşık soruları yanlış yapma endişesiyle okumamak veya yarıda bırakmak son derece hatalı bir davranıştır. Ancak belirli bir işlem yapıldığı halde soru çözülemiyorsa bırakılmalı, diğer sorular bittiğinde yine zaman kalırsa o soruya yoğunlaşılmalıdır.

Kaynak: Burak Kılıç, Meydan Gazetesi

26 Şubat 2016 Cuma

Kızlar takımının robotu Cemşit ABD'de yarışacak

Makine ve sanayi işlerine genelde erkeklerin hâkim oldukları, iş yaşantısında da ön plana çıktıkları herkesçe bilinen bir gerçek.

Ancak öyle bir grup var ki, grubun üyeleri tabuları yıkma peşinde. İstanbul Özel Sami Çakır Anadolu-Fen Lisesi'nde okuyan 12 kız öğrenci, yaptıkları robotla 30 Mart-2 Nisan tarihleri arasında Amerika'nın Florida eyaletinde düzenlenecek Uluslararası Robot Yarışması'na gidecekler. Öğrencilerin grup ismi Aurora yani Yeniden Doğuş. Robotlarının adı ise Cemşit.

SPONSORLARINI DA KENDİLERİ BULDU

Gençler, Türkiye'den 23 takım ve 300 lise öğrencisinin katılacağı Uluslararası Robot Yarışması'na sıkı hazırlanmış. Yarışmanın konusunu oluşturan Orta Çağ dönemine göre bir robot yapmaları istenen öğrenciler, 6 haftada hazırladıkları robotu yaparken İstanbul'un fethinden ilham almışlar. Türkiye'nin ilk kız robot takımı olma özelliği de taşıyan gruptakilerin kimisi sayısal, kimi dil öğrencisi. Yarışmaya başvuru ücreti 6 bin dolar olduğu için önce sponsor arayışına giren öğrenciler, İstanbul'da düzenlenen bir inovasyon fuarında sahneye çıkarak yapacakları robotu anlatmışlar. Öğrenciler fuardan 2 sponsorla ayrılmış.

GELECEĞİN GİRİŞİMCİ KADINLARINI GÖRÜR GİBİYİM

Ekibin danışman öğretmeni Sibel Öztürk “Yarışmayı öğrendikten sonra projeye ilgisi olan öğrenciler ile bir takım kurduk. İşe önce sponsor bularak başladılar. Onlardaki o girişimci havayı gördükten sonra geleceğin ‘girişimci kadınlarını' görür gibi oldum. Sponsoru bulduktan sonra hummalı bir çalışma başladı. Çocuklara robot odası açtık. Onlar bu odayı evleri haline getirdiler. Gece gündüz çalıştılar. Çocuklarla çalışırken şunları gördüm; ben yıllardır fizik öğretmeniyim. Öğrencilerimizin başarılı olması için sınavlara hazırlıyoruz ama bilime birçok katkısı olan fiziğin uygulanabilirliğini onların da görmesi beni mutlu etti. Bu şekilde bilim insanı olma yolunda ilk ve büyük adımı atmış oluyorlar.”

Kızların sanayide ne işi var demeyin

Mekanikçiler Bilge Turan, Merve İrem Dumlu ve Şebnem Karaçubuk: Robotun temel malzemeleri geldikten sonra robotta yer alan atış sistemini oluşturmak için sanayi sanayi gezdik. Ordakiler ‘Bu yaştaki kız çocukları neden burada' diyerek şaşkın bakışlarla bizi karşıladılar. ‘Fizik dersi nerede işe yarar' demesin kimse. Bizim işimize çok yaradı. Eğlenceli bir iş.

Tasarımcılar Zeynep Sena Sayın ve Esra Helin Demir: Robotun tasarımında Orta Çağ'ı kapatıp Yeni Çağ'ı açan Fatih Sultan Mehmet'in Bizans'ın surlarını yıkmak için kullandığı topu düşünerek böyle bir robot tasarladık. Bu yarışma bize birçok kapı açacak

Robotun sürücüleri Handenur Çöpür ve Ayşegül Keskin: Çaylak bir takım olarak çok iyi bir iş çıkardık. Kızların da bu işleri yapabileceğini göstermek istedik.

Yazılımcılar Nisa Hacı, İclal Yanaşık ve Elif Sena Işık: Deneyimsizdik, gece gündüz çalışarak robotun yazılımını yaptık. Aynı zamanda elektronik kısmı ile de bizim ilgilenmemiz gerekti. Bu bizi daha fazla çalışmaya itti. Cemşit'imiz iyi.

25 Şubat 2016 Perşembe

Edebiyat ve Dil Anlatım dersleri birleşiyor

Bakanlığın ders müfredatlarını yenileme çalışmaları sürüyor. Bu kapsamda liselerde ‘Edebiyat' ile ‘Dil ve Anlatım' derslerinin birleştirilmesi planlanıyor. Endişe, müfredatın şişmesi.

Meydan Gazetesi'nin haberine göre, Ders müfredatlarının çağa uygun hale getirilmesi için bir süredir çalışmalarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yeni müfredatlar konusunda sona yaklaşıyor.

Ancak Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nda (TTKB) süren çalışmalarla ilgili sızan bilgiler şimdiden kafaların karışmasına sebep oldu.

İKİ DERS BİRLEŞİYOR MU?

TTKB, hem ağır olan müfredatların içeriğinin hafifletilmesi hem de güncellenmesi için bir süredir yoğun mesai harcıyor. Bu kapsamda özellikle temel dersler arasındaki edebiyat dersinde köklü değişiklikler öngörülüyor. Lisedeki Dil Anlatım ve Türk Edebiyatı derslerinin birleştirilip Türk Dili ve Edebiyatı adı altında devam ettirilmesi bunlardan sadece biri. İki dersin haftada 5 saat olarak verilmesi planlanıyor.

İKİ FARKLI GÖRÜŞ

Yeni programı inceleyen eğitimciler ise farklı görüşlerde. Bir grup, yeni dersin programının hayli yoğun olduğuna dikkat çekerek, “Değişiklik olumlu olabilir ama mevcut konuların yanına ek konular da geldi. Toplam ders saati artmazsa konular geçiştirilir” diyor. Diğer grupsa "Müfredat zaten yoğun, ek konular gelecekse en azından bazı konular çıkarılmalı" görüşünü savunuyor.

KISA FİLM GELDİ!

Derslerin birleşmesinin yanı sıra öğrencilerin günlük hayatta kullandığı ve ilgilerini çekecek yeni konular da müfredata ekleniyor. Senaryo, blog, e-posta, kısa film hazırlama bunlardan birkaçı. Uygulamanın önümüzdeki yıldan itibaren 9'uncu sınıflardan başlanarak faaliyete geçeceği tahmin ediliyor.

İŞTE BAZI DEĞİŞİKLİKLER

Mevcut: Halen 9'uncu sınıf Türk Edebiyatı dersinde türler ‘coşku ve heyecana dayalı metinler', ‘olay çevresinde gelişen metinler' ve ‘öğretici metinler' olarak üç ana başlıkta toplanıyor.

Yeni: Başlık sayısı; hikâye, şiir, makale, roman, tiyatro, senaryo, masal/fabl, mektup/e-posta, günlük/blog olmak üzere 9'a çıkarılıyor.

Mevcut: 9'uncu sınıf dil ve anlatım dersinde iletişim, dil ve kültür, ses bilgisi, sözcükte anlam, sözcük grupları, cümlede anlam, paragraf bilgisi gibi konu ayrımı var.

Yeni: 9 konu başlığının içine dil ve anlatım kazanımları yerleştirildi. Bunun yanında “yazım kuralları, noktalama işaretleri, sözcük türleri (isim-sıfat-zamir), yapı bilgisi” gibi yeni dil bilgisi konuları da bu yeni müfredata eklendi.

20 Şubat 2016 Cumartesi

'Çocuklara savaş yerine umudu öğretiyorum'

Kilis'te üç katlı sıradan bir bina… Burada Suriye savaşının geride bıraktığı yetimler eğitim görüyor. Minikler, savaşın gölgesinde yaşamayı sürdürseler de dillerinde şarkılar, ellerinde kırık dökük oyuncaklar…

Oyuna dalıp yetimliklerini unuttukları bile oluyor. Kendilerine sahip çıkan öğretmenlerini anne-baba biliyor. Onları himaye edenlerden biri emekli, diğerleri çiçeği burnunda iki öğretmen. Emekli olana dede, genç olana anne diyorlar. Öğretmenler, ‘kayıp nesil' denilen çocuklara dair umutlarını koruyor. Suriye Eğitim ve Yardımlaşma Derneği'nin açtığı okulda 60 yetime eğitim vererek kayıp nesli gün yüzüne çıkarmak istiyor.

“Kendi ülkemde öğretmen olduğumu görüyorum rüyalarımda”

Halep'in köyü Anedan'da biyoloji öğretmeni olan 25 yaşındaki Beyan Lena, savaşın çocuklarına adamış kendini. 1 yıl Suriye'de çalıştıktan sonra sınırdan geçerek Türkiye'ye sığınmış. Köyünün yerle bir olduğunu anlatan Lena, “Anedan'daki okulumuzda ders anlatırken de bomba, silah sesleri duyuyorduk. Hatta üzerimizden geçen uçaklardan biri okulumuzu vurmuştu. O gün birçok öğrencim gözlerimin önünde öldü. Onlar benim öğrencilerimdi, benim çocuklarımdı.” diyor. Lena, rüyalarında Suriye'de öğretmen olduğunu, kendi ülkesinde öğrenci yetiştirdiğini görüyor.

Lena, burada da boş durmuyor ve “Onlar benim her şeyim” dediği yetimlere sahip çıkıyor. Son nefesine kadar öğretmenlik yapmaya devam edeceğini söylüyor, öğrencilerinden bir gün ayrı kalsa onları özlediğini anlatıyor. 25 yaşında 25 çocuğa annelik ettiğini de sözlerine ekliyor. Nitekim çocuklar ona ‘anne' diye sesleniyor.

Öğrencileri için hemşirelik okuyor

5 ay önce sınırı geriden bırakan Hibe El Ötor, iki sınıflı okulun diğer öğretmeni. O, burada yetim çocuklara savaşı unutmaları için ders verdiğini söylüyor. Ötor, “Çocukların en çok oyunlarına üzülüyorum. 5, 6 yaşlarında sadece savaşa dair oyunlar oynuyorlar. Her gün farklı şarkılar söyleterek ve oyunlar oynatarak onlara savaşı unutturmaya çalışıyorum. Bu çocuklar her şeyin farkında. Yanıma gelip “Annemiz, babamız cennete gitti değil mi?” diye sorduklarında dayanamıyorum. Eve gittiğimde uzun bir süre ağlıyorum. Çocukların kalbine zarar gelmemesi için onları korumaya çalışıyorum.” diyerek duygularını ifade ediyor. Ötor, “Bu çocukların hepsi benim kalbimin içinde yaşıyor. Bundan sonraki yaşamımı onlara verdim. Onlar için çalışacağım. Yaralanan çocukların tedavisini kendim yapabilmek için hemşirelik okumaya başladım Türkiye'de. Yakında onlara daha iyi yardımcı olacağım.” şeklinde konuşuyor.

Türkçe öğretmenine ihtiyaçları var

Emekli öğretmen Adnan Lena, çocukların kalbinden savaşı silip umudu yerleştirmeye çalıştıklarını söylüyor ve bir ihtiyacı dile getiriyor: “Burada öğretmenler gönüllü olarak çalışıyor. Yetimlere üst baş ve yiyecek bulmakta zorlanıyoruz. Türkçe öğretmenine ihtiyacımız var ama kimse gönüllü çalışmak istemiyor.”

19 Şubat 2016 Cuma

YGS öncesi yapılmaması gerekenler

Sınava sayılı günlerin kaldığı bu zaman diliminde, yapılması gerekenlerle ilgili öğretmenlerinizin ve uzman kişilerin tavsiyelerine mutlaka uymalısınız.

Fakat aşağıdaki maddelerden bazılarını uyguluyorsanız yanlış yoldasınız demektir ve bu yanlıştan acilen vazgeçmelisiniz.

14 Şubat 2016 Pazar

Bakan Avcı atanamayan öğretmenlerin intiharını değerlendirdi: Gösterişçi intihar eylemi!

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, atanamayan öğretmenler ile TEOG'dan düşük puan aldığı için bazı kişilerin intihar ettiği yönündeki eleştirileri değerlendirirken, "Teknik tabiri nedir bilmiyorum ama bunu bile söyleyip söylememekte tereddüt ediyorum, 'gösterişçi intihar eylemi' diye bir sendromdan bahsediliyor. Aslında niyeti olmadığı halde etrafında ilgi uyandırmak veya ilgi çekmek veya isteklerinin yerine gelmesini sağlamak amaçlı" ifadelerini kullandı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanı Avcı, milletvekillerinin soru ve eleştirilerine cevap verdi.

Okullarda din dersinin seçimine ilişkin milletvekillerinin gösterdiği bazı afişlerin altında ÖNDER vakfının imzası olduğunu kaydeden Bakan Avcı, ÖNDER'in İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği olduğunu anlattı. İleri matematik dersinin seçmeli ders olması konusunda o bölümden mezun kişilerin de afişler hazırlayabileceğini kaydeden Bakan Avcı, "Kimseyi mecbur eden bir kısmı yok. Bir mahalle baskısı oluşturabilir mi, oluşturabilir. Dolayısıyla bunların daha nezaketle yapılaması gerekir" dedi.

"O MİLLİ EĞİTİM MÜDÜR YARDIMCISINI GÖREVDEN ALDIK"

CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer'in Eskişehir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı tarafından okullara seçmeli Kur'an-ı Kerim, Hz. Muhammed'in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmelerini teşvik edilmesi konusunda yazı gönderdiğini anımsatması üzerine Bakan Avcı, "Onu oradan aldık. Aldık onu" dedi.

Milletvekillerinin "Ne olacak Genel Müdür Yardımcısı mı yaptınız?" sorularına Bakan Avcı, "Henüz değil. Müsteşar Yardımcısı filan yapmayı planlıyoruz. Şimdi ona uygun bir yer buluruz" dedi. Bakan Avcı'nın bu sözleri, milletvekili ve bürokratlar arasında gülüşmelere neden oldu.

"TELAFİ EĞİTİMLERİNE 12 BİN 524 ÖĞRENCİ KATILDI"

Operasyon nedenleriyle eğitimde yaşanan aksaklıklara değinen Bakan Avcı, "Cizre, Silopi, İdil, Sur ve Nusaybin ilçelerinde boykot, güvenlik tedbirleri ve engellemeler nedeniyle eğitim-öğretim faaliyetlerinde sorun yaşayan, 8'inci ve 12 sınıf öğrencisi toplamı 19 bin 404. Bunlar geçiş sınıfları. Mevcut sorunlardan kaynaklanan kaybın telafisi maksadıyla Diyarbakır, Batman ve Mardin ile merkezinde telafi eğitimler uygulanmış olup bu eğitimlere toplamda 12 bin 524 öğrenci katılmıştır. Ayrıca Batman, Diyarbakır ve Mardin il merkezlerinde 8 ve 12 sınıf öğrencilerin sınav takvimini gözeten 2016 Haziran'ına kadar telafi programı için bütün öğrencilere ulaştık. 10 Şubat 2016 tarihi itibariyle 7 bin 514 öğrenci programa katılacağını söyledi. Sorun yaşanan bütün ilçelerde eğitime dair güven ortamı oluşmasıyla öğrencilere ait telafi kayırları gerçekleştirilecek" dedi.

"TIPÇILARIN SÖYLEDİĞİNİ SÖYLÜYORUM"

Atanamayan öğretmenler ile TEOG'dan düşük puan aldığı için bazı kişilerin intihar ettiği yönündeki eleştirileri değerlendiren Bakan Avcı, "Arkadaşlarımızdan bir hekim olarak bilgilendirmesini rica ettim. Teknik tabiri nedir bilmiyorum ama bunu bile söyleyip söylememekte tereddüt ediyorum, 'gösterişçi intihar eylemi' diye bir sendromdan bahsediliyor. Aslında niyeti olmadığı halde etrafında ilgi uyandırmak veya ilgi çekmek veya isteklerinin yerine gelmesini sağlamak amaçlı ... Tıpçıların söylediğini söylüyorum. Ama psikiyatr arkadaşların söylediğini söylüyorum" ifadelerini kullandı.

Bakan Avcı'nın bu sözlerine muhalefet sırasındaki doktor milletvekilleri tarafından tepki gösterildi.

Bu tür haberlerinin özendirici olamaması için verilmemesi gerektiğini söyleyen Bakan Avcı, TEOG'dan düşük puan aldığı için intihar ettiği iddia edilen çocuğun ailesi görüştüğünü belirtti. Avcı, çocuğun düşük puan aldığı için başka nedenlerden ötürü intihar ettiğini söyledi. O çocuğun notlarını tek tek okuyan Avcı, "TEOG'la ilgili değil. Olsa bile bunun kamuya açık bir şekilde hem de hekimler tarafından konuşulması doğru değil" ifadelerini kullandı.

13 Şubat 2016 Cumartesi

30 bin öğretmen atama sevinci yaşadı

Bakanlık şubat atamalarında yeni bir uygulamayı hayata geçirdi. Bu dönemde atananlar hemen öğretmenliğe başlamayacak. 6 ay kadar deneyimli bir öğretmenin yanında derslere girip tecrübe kazanacak. Ardından görevine başlayacak.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 104 alanda 30 bin öğretmen atamasını dün gerçekleştirdi. Atamalara 121 bin başvuru yapıldı. Bakanlık şubat atamalarında yeni bir uygulamayı da hayata geçirdi. Bu dönem atananlar 6 ay deneyimli bir öğretmenin yanında derslere girip tecrübe kazandıktan sonra görevine başlayacak.

MEB Şura Salonu'nda gerçekleştirilen atama törenine konuşan Bakan Nabi Avcı, 30 bin öğretmen atamasıyla birlikte öğretmen sayısının 923 bine ulaştığını belirtti. Türkiye genelinde öğretmen doluluk oranının da yüzde 93'e ulaştığını kaydetti.

SIRADA MÜFREDAT VAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nabi hocayla bir araya geldiğimizde söylüyorum. Şimdi artık müfredat, müfredat, müfredat. Bunun üzerine gitmemiz lazım. Buradaki eksiğimizi gidermemiz lazım. Bakanlığımız bu amaçla bütün müfredatı, ders programlarını elden geçirip gerekli sadeleştirme ve iyileştirme çalışmalarını da başlattı." diye konuştu. Doğu ve Güneydoğu'ya atanan öğretmenlere tavsiyelerde de bulunan Erdoğan, "Kuraları çektik. Güneydoğu, Doğu'ya çıktı hemen batıya nasıl gelirim telaşına kapılanlar varsa yine yanlış. Olmaz. 780 bin kilometrekare ile bu topraklar bizim vatanımızdır." ifadelerini kullandı.

9 yıl bekleyen bile var

3 yılın ardından İngilizce öğretmeni olarak Gaziantep'e atanan Erol Ergün, “Batıdaki illerden sonra ilk tercihimdi. Psikolojik olarak zorlu bir süreçti. Ama şimdi çok mutluyum.” ifadelerini kullandı. 5 yıldır atama bekleyen ve Zonguldak'a atanan edebiyat öğretmeni Zeynep Ardıç, “5 yıl sonunda oldu. Duygularımın tarifi yok şu an.” diyerek sevincini paylaştı. 9 yıl sonra İngilizce öğretmeni olarak Gaziantep'e atanan Merve Çırak, bir kolejde öğretmenlik yaptığını ancak güvencesiz olduğu için devlete atanmak istediğini söyledi. “Devlette öğretmenlik yapmak daha rahat ve daha değer veriliyor.” şeklinde konuşan Çırak, çok çalıştığını ve karşılığını aldığını dile getirdi.

ÖZELLİKLE KÖY OKULU YAZDIM

Şanlıurfa Siverek'e atanan sınıf öğretmeni Nur Pınar, “İkinci tercihime ikinci yılımda yerleştim. Özellikle köy okulu yazdım. Oralarda vatana, millete hayırlı çocuklar yetiştirmeye çalışacağım.” dedi.

6 Şubat 2016 Cumartesi

Öğretmen olmak istiyorum çünkü...

‘Kim Öğretmen Olmak İster' raporuna göre Türkiye'deki öğrencilerin yüzde 25'i öğretmenlik düşünüyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) yıl sonunda ‘Kim Öğretmen Olmak İster' raporu yayınladı. 41 ülkede 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin öğretmenlikle ilgili görüşleri alındı. Rapora göre, Türkiye'de öğrencilerin yüzde 25'i öğretmenlik düşünüyor. Öğrenciler, kendilerini etkileyen öğretmenleri sayesinde mesleğe sıcak bakıyor.

Matematik öğretmeni olmak isteyen lise 2 öğrencisi Serhat Baykal, bunun nedenini kimya öğretmenine bağlıyor ve ‘iyi öğretmen' kavramını kimya öğretmeninin karşıladığını söylüyor. Baykal, öğretmenini, “Onun öğrencilerine somurttuğunu görmedim. Bütün sıkıntılarımızla ilgilenirdi. Bizi öz çocuğu gibi görürdaü. Bu devirde böylesini görmek benim için şans oldu ve meslek tercihimde etkisi büyük.” diye anlatıyor.

Lise son sınıf öğrencisi Aliye Yıldırım, İngilizce öğretmeni olmak istiyor. Şüphesiz ailesinde 5 öğretmen olması onun bu kararında etkili. “Küçükken en çok öğretmencilik oynamayı severdim. Öğretmen olmak çocukluk hayalim.” diyen Yıldırım, kardeşlerine ders çalıştırarak şimdiden pratik yapıyor. İnsanlığa faydalı olmak için öğretmen olacağını ifade eden Yıldırım, öğrencilerin yardımına koşan, şefkatli, esprili, eğlenceli, arkadaş gibi bir öğretmen olacağını söylüyor. Atanamayan öğretmenlerden haberdar olduğunu anlatan Yıldırım, “Şu an tek düşündüğüm kendimi en iyi şekilde yetiştirmek. Umudumu koruyorum çünkü İngilizce öğretmenlerine ihtiyaç daha fazla.” şeklinde konuşuyor.

Hırslı öğrenci, öğretmenliğe mesafeli

OECD verilerine göre Güney Kore yüzde 15,5, Endonezya ise yüzde 12,1 ile öğretmenlik kariyerine en sıcak bakan ülkeler arasında. Öğrencilerin akademik profillerine de vurgu yapılan raporda hırslı öğrencilerin öğretmenliğe uzak durması dikkat çekiyor. Kızların yüzde 6'sının, erkeklerin yüzde 3'ünün öğretmenlik düşünmesi de kızların mesleğe daha meyilli olduğunu ortaya koyuyor.

29 Ocak 2016 Cuma

Mülteci sorununa Abdülhamit modeli çözüm

Lise öğrencisi Ahmet Beledin ve Selim Turan'ın Suriyeli mültecilere yönelik geliştirdiği ‘Karye Projesi' mülteci sorununa çözüm getiriyor. II. Abdülhamit döneminde kullanılan sistemi modernize eden öğrenciler, Ulusal Sosyal Bilimler Olimpiyatı'nda (USOBO) birinci oldu.

Türkiye'nin dört bir yanında mülteciler için kamplar inşa edildi. Suriyelilerin barınma, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçları buralarda karşılanıyor ancak mülteci nüfusun yüzde 12'si kamplarda. Kamp dışına taşan ‘kentli mülteciler' ise sorun oluşturuyor.

Lise öğrencisi Selim Turan ve Ahmet Beledin, tarihten ilham alarak bu soruna çözüm getiriyor. II. Abdülhamit döneminde uygulanan Karye Sistemi'ni günümüze taşıyan gençlere göre bu proje “Hey buraya bakın, burada sorunun çözümü var.” anlamını taşıyor. Çevresindekiler projeyi gençlerin boyundan büyük bulsa da ikili, tarih öğretmeni Seyfullah Arpacı'nın desteğini arkasına alarak Ulusal Sosyal Bilimler Olimpiyatı'nda birinciliği göğüslüyor.

Her şey 1,5 yıl önce Suriyeli ailelere yardım götürmeleriyle başlıyor. Mültecilerin dramına tanık olan gençler, saha çalışmalarına başlıyor. İkili, ev arayan mülteciler dolayısıyla kira fiyatlarının arttığını, Suriyelilerin hamallık, inşaat işçiliği gibi işler yaptığını gözlemliyor. 55 sayfalık rapor hazırlıyorlar ve kaynak taramaları onları tarihî; Karye ile buluşturuyor.

HASTA ADAM (!) ÇAĞIN ÖTESİNDE BİR ANLAYIŞA SAHİP

Gençler, II. Abdülhamit Dönemi'nde kurulan Umum Muhacirin Komisyonu'na dikkat çekiyor. Bu komisyon, muhacirleri cami, medrese, bağ evi gibi geçici iskân bölgelerine gönderiyor. Muhacirler askerlikten ve vergiden belli bir süre muaf tutuluyor, tarım yapabilecekleri arazi ve tohum veriliyor. Zanaatı olana sermaye ve dükkân sağlanıyor, vakıf ve hazineye ait çiftlikler iskâna açılıyor. Balkan Savaşları'nda kaybedilen topraklardan gelen göç dalgasını kontrol altına almak ve iskânlarını sağlamak amacıyla 1913'te İskânımuhacirin Nizamnamesi kabul ediliyor. Buna göre göçmenler iskân bölgelerine intikal ettirilecek, bölgesini beğenmeyenlere senet karşılığında ayrılma hakkı tanınacak. Esnaflıkla uğraşanlara 2 bin kuruşa kadar iş kurabilmeleri için sermaye verilecek…

Ahmet Beledin, “Bu dönemde Karaköy Köprüsü'nden alınan vergiler göçmenlere bağlanmış, tiyatro, opera gibi aktivitelerin maddi gelirleri bu fona aktarılmış. Hasta adam adı takılan Osmanlı Devleti, çağın ötesinde bir anlayışla göçmenler için fonlar oluşturmuş.” yorumunu yapıyor.

Selim Turan ise “Biz Karye'nin uygulanmasını idari olarak değil de mültecilerin barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla düşündük.” diyor. Mültecileri toplumdan izole edemeyeceğimizi düşünen ikili, şehir merkezine yakın, nitelikli arazilerin tespitinin yapılmasını, buralara sığınmacıların ikamet edecekleri evler inşa edilebileceğini söylüyor. Öğrenciler, kayıt dışı istihdam, sağlık, eğitim gibi sorunlara çözümler geliştirdiklerini ifade ediyor

27 Ocak 2016 Çarşamba

Eğitimde WhatsApp dönemi

Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge Birimi'nin taslağını hazırlayarak whatsapp üzerinden hayata geçirdiği 'e-matematik' projesinde, lise öğrencileri akıllı telefonlarını eğitim için kullanacak.

Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı resmi örgün ve yaygın eğitim kurumlarındaki lise öğrencilerine yönelik düzenlenen destekleme ve yetiştirme kurslarına katılan 80 bin öğrenciden 51 bin'inin matematik dersini seçmesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge birimini harekete geçirdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge Birimi'nin taslağını hazırlayarak, whatsapp üzerinden hayata geçirdiği 'e-matematik' projesiyle liseliler, akıllı telefonları eğitim için kullanacak.

PROJE VALİLİĞE SUNULDU

Proje taslağının hazırlanarak Manisa Valisi Erdoğan Bektaş'a sunduklarını belirten Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve Ar-Ge Birimi Sorumlusu Necmettin Okumuş şöyle dedi:

"Türkiye'de sınav odaklı bir eğitim sistemimiz olduğu için, hedefimiz bu proje ile öğrencilerin TEOG, YGS, LYS başarı düzeyini yükseltmek. 'e- matematik' projesi ilk pilot olarak Yunusemre, Şehzadeler ve Demirci ilçelerinde uygulanacak. Proje daha sonra Manisa ilinde eğitim- öğretim yapılmakta olan resmi liselerin 9 ila 12'nci sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenecek."

GÖNÜLLÜ ÖĞRETMENLER HİZMET VERECEK

Proje kapsamında, gönüllü öğretmenlerin hizmet vereceğini kaydeden Okumuş şunları kaydetti:

"Öğrencilerimiz matematik alanlarında çözemedikleri soruların fotoğrafını çekerek ya da yazarak whatsapp grubundan paylaşacak. Gönüllü öğretmenlerimiz de öğrencilerimizin cevabını bilmediği soruların çözümü yapacak. Kurulan whatsapp grubu, öğrencilerin aynı zamanda grup etkileşimi ile birlikte bilgi paylaşımını sağlayarak, başarılarını arttıracak. Bu sebeple de öğrencilerimiz interneti bilinçli bir şekilde kullanılmasına faydası olacak. E-matematik projesinin uygulanmaya konulmasının ardından, yine aynı sistem üzerinden 'e-fen bilimleri', 'e-fizik', 'e-kimya', 'e-biyoloji' ve 'e-tarih' projeleri de aynı şekilde uygulamaya konulacak. Projenin öğrencilerimizin tümüne faydalı olacağına inanıyorum."

21 Ocak 2016 Perşembe

Nusaybin'in TEOG şampiyonu Elif: Sokağa çıkma yasağı varken öğretmenlerim telefonla rehberlik yaptı

Sokağa çıkma yasakları nedeniyle iki kez sınavların ertelendiği Nusaybin'den Elif Şara Kartal TEOG birincisi oldu. Kartal, 120 sorunun tamamını doğru yaparak Türkiye şampiyonlarından biri oldu.

Defalarca sokağa çıkma yasağı ilan edilen, çatışmalar sebebiyle TEOG'un iki kez ertelendiği Nusaybin'de, Özel Aytekin Koleji öğrencisi Elif Şara Kartal, 120 sorunun tamamını doğru cevaplayarak Türkiye şampiyonlarından biri oldu. Kartal, bomba ve silah sesleri altında ders çalıştığını, sokağa çıkma yasakları sırasında okula gidemediğini anlattı. “Öğretmenlerim beni arayıp hangi derslere çalışacağımı söylerdi. Sorularımı telefonda çözerdi, beni hiç yalnız bırakmadılar.” şeklinde konuştu.

Arkadaşlarının da kendisinin de çatışmalardan etkilendiğini ifade eden Kartal, “Yaşanan çatışmalar bizi çok korkutuyor. Sokağa çıkamamak, okula gidememek çok kötü. Ama bunlara rağmen ders çalışmayı hiç bırakmadım.” şeklinde konuştu. O, başarısının sırrını ise disiplinli çalışmasına bağladı. Okulda dersleri iyi dinlediğini, eve gelince mutlaka konu tekrarı yaptığını aktaran Kartal, öğretmen desteği sayesinde şampiyon olduğunu sözlerine ekledi.

“ÇATIŞMALARDAN DOLAYI OKUL DEĞİŞTİRDİK”

Anne Rojin Kartal, kızının başarısından dolayı gururlu. “İlçede yaşanan çatışmalardan dolayı birkaç okul değiştirdik. En son kızımı Aytekin Kolej'ine yazdırdım. Öğretmenler, öğrencilerin olaylardan etkilenmemesi için elinden geleni yaptı. Okul eğitim yuvası olmaya devam etti. Çocuklar sınava iyi hazırladılar. Kızım da Nusaybin halkının gururu oldu.” dedi.

19 Ocak 2016 Salı

AÖF final sınavı giriş yerleri açıklandı

Açıköğretim Fakültesi (AÖF), 2015-2016 yılı güz dönemi final sınavları için geri sayım başladı. 23-24 Ocak'ta yapılacak olan AÖF dönem sonu sınav yerleri açıklandı.

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, 2015-2016 yılı güz dönemi final sınavlarının giriş yerlerini resmi internet sitesi üzerinden paylaştı. Öğrenciler 'Öğrenci Girişi' bölümünden T.C. kimlik numaraları ve şifreleriyle giriş yaparak nerede sınava gireceklerini öğrenebilecekler. Ayrıca AÖF Bürolarından da sınav giriş belgesi alınabilecek. Sınav Giriş Belgeleri öğrencilerin adreslerine posta ile gönderilmeyecek.

Sınava girecek öğrencilerin sınav giriş belgelerini ve öğrenci kimliklerini yanında bulundurmaları gerekiyor.

(CİHAN)

16 Ocak 2016 Cumartesi

TEOG sonuçları açıklandı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 8'inci sınıflara yönelik düzenlenen Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi (TEOG) sınav sonuçları açıklandı. 25-26 Kasım tarihlerinde yapılan sınavın sonuçları nihayet belli oldu.

TEOG PUAN HESAPLAMASI NASIL YAPILIR?

Ağırlıklandırılmış Ortak Sınav Puanı: Ortak Sınavlar kapsamında, sınavı gerçekleştirilen derslerden alınan puanlar kendi ağırlık katsayıları ile çarpılır. Çarpımların toplamından elde edilen değer, derslerin ağırlık katsayılarının toplamına bölünmesi suretiyle her bir dönem için dönemsel ağırlıklandırılmış ortak sınav puanı elde edilir. Dönemsel ağırlıklandırılmış ortak sınav puanlarının aritmetik ortalaması ağırlıklandırılmış ortak sınav puanını oluşturur. Puanlama 700 tam puan üzerinden yapılır.

Yerleştirmeye esas puan: 6, 7 ve 8'inci sınıf yıl sonu başarı puanları ile 8'inci sınıf ağırlıklandırılmış ortak sınav puanı toplanır. Elde edilen toplam ikiye bölünerek yerleştirmeye esas puan elde edilir. Puanlama 500 tam puan üzerinden yapılır.

12 Ocak 2016 Salı

MEB Raporu: Çocuklar okuma-yazma öğrenmeden mezun oluyor

Milli Eğitim Bakanlığı, 'ortak sınav sonuçlarını değerlendirmek' üzere Ankara'da topladığı il müdürleriyle eğitim sorunlarım masaya yatırdı.

Sözcü'nün haberine göre, toplantı sonrası hazırlanan raporda, eğitim sisteminin alarm verdiği sonucu çıktı. Ücretli öğretmenlik uygulamasının başarıyı olumsuz etkilediği belirtilen raporda, en acı tespit birleştirilmiş sınıflar için yapıldı. Eğitim Müdürleri, "Birleştirilmiş sınıflarda öğrenim gören Öğrencilerin okuma-yazma başta olmak üzere temel becerileri kazanmadan bir üst öğretime geçtiklerine" dikkat çekti. Bir diğer önemli uyarı ise özel okullarla ilgili yapıldı. Bazı okullarda not garantisi verilerek öğrenci kaydı yapıldığı vurgulanan MEB'in raporunda, çözüm için önerilerde bulunuldu. Öğretmenlerin atandıkları yerde en az 4 yıl görev yapması gerektiğinin altını çizen Milli Eğitim müdürleri, önerilerini şöyle sıraladı :

- Öğretmen atama takvimi eğitim-öğretim takvimi aksatıyor yeniden düzenlenmeli.

- Öğretmenlere yönelik teşvik sistemi getirilerek dezavantajlı bölgelerde çalışma özendirilmeli. İl'e gelen ve giden Öğretmen sayısında denge sağlanmalı. (Özellikle Doğu bölgeleri ve küçük illerde bu sorun yoğun hissedilmektedir.)

- Zorunlu hizmet uygulaması daha dar ve özel kapsama dönüştürülsün.

9 Ocak 2016 Cumartesi

Meslek liseliye ek puan darbesinde YÖK devrede

Üniversiteye girişte meslek ve öğretmen liselerine verilen ek puanın kaldırılması yüz binlerce öğrenciyi şoke ederken YÖK, ek puanın devam etmesi görüşünde.

Meslek ve öğretmen lisesi mezunlarının üniversiteye girişte aldığı ek puanın kaldırılmasının basına yansımasının üzerine YÖK harekete geçti.

30 PUANA KADAR KAYIP VAR

Meydan Gazetesi'nden Burak Kılıç'ın haberine göre, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) hazırladığı 2016 ÖSYS kılavuzunda ilk kez açıklanan değişiklikle, daha önce meslek lisesi mezununun kendi branşından bir bölüm yazdığında 0,18 ile çarpılan Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) bu yıldan itibaren 0,12 ile çarpılacak. Böylece daha önce katsayı engeli sebebiyle üniversiteye giremeyen meslek liselileri teşvik için 30 puana kadar verilen ek katkı kaldırılmış oldu.

YÖK: EK PUAN YENİDEN VERİLMELİ

Konuyla ilgili harekete geçen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları'ndan mezun olan öğrencilere eğitim aldıkları alanlarına yönlendirmek amacıyla artı puan verilmesi konusunda bir öneriyi dün Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) iletti.

Ek puan uygulamasının kalkmasının YÖK'ün yetki ve tasarrufunda olmadığını belirten Saraç, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın bu konuya hassasiyetle yaklaşacağını belirterek “Yönlendirme amaçlı değişikliğin gerçekleşmesinin yükseköğretime katkı sağlayacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

KAĞIT ÜZERİNDE EŞİTLER!

Bu yıl üniversiteye girişte ek puanın kaldırılmasıyla üniversiteye girişte bütün öğrencilerin OBP'si 0,12 ile çarpılacak. Yani meslek liseliyle Anadolu ve fen liselerinde okuyan öğrenciler kâğıt üzerinde eşit. Ancak uygulamada öyle değil. Meslek liselerinde verilen eğitimin içeriği ve kalitesiyle diğer liseler arasında dağlar kadar fark var.

Fen ve Anadolu liselerinin müfredatı daha çok üniversite sınavı odaklıyken meslek liseliler uygulama ve teknik ağırlıklı bir eğitim görüyor. Bu ise onları yarışta dezavantajlı yapıyor. Meslek lisesi makine bölümünde okuyan bir öğrenci, makine mühendisliğine girişte geçen yıllarda ek puan alarak şansını arttırabiliyordu. Ancak bu yıl için bu pozitif ayrımı kaybetti.

2016 KILAVUZUNDA DİKKAT ÇEKENLER!

Adaylar geçen yıla göre YGS'ye ve LYS'lere katılmak için 5'er lira daha fazla ücret ödeyecek.

Adaylar önce sisteme başvuruyu yapıp sonra sınav/sınavsız geçiş ücretini yatıracak.

Başvuru ücretleri kredi kartı ile ÖSYM'nin resmi internet sayfasından yapılabilecek.

Ek puan hakkından sadece Mart 2012'den önce mezun olan meslek liseliler yararlanabilecek.

ÖSYM'nin vereceği geçici şifre hemen değiştirilmeli, kaybedilmemeli ve kimseyle paylaşılmamalı. Bu şifre il ÖSYM'nin yapacağı tüm sınavlarda ve tercihlerde kullanılabilecek.

7 Ocak 2016 Perşembe

Meslek liseliye ikinci katsayı darbesi

Hükümet, meslek lisesi öğrencilerinin kendi alanlarındaki bir bölümü tercih ettiklerinde aldıkları ek puan uygulamasını kaldırıyor. Uygulama meslek liselerini bir kez daha vuracak.

Meydan Gazetesi'nin haberine göre ÖSYM, meslek liselilerin kendi alanlarında bir bölümü tercih ettiğinde aldıkları ek puan uygulamasına son verdi. Meslek liselilerin kendi alanlarındaki mühendislik bölümlerine girmesi yine hayal oldu.

MESLEK LİSELİYE 2'NCİ KATSAYI DARBESİ!

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) hazırladığı 2016 ÖSYS kılavuzunda meslek liselerini şoke eden değişiklikler var. Artık meslek lisesi, öğretmen lisesi, güzel sanatlar ve spor lisesi mezunlarının üniversiteye girişte kendi alanlarındaki bir bölümü tercih ettiklerinde aldıkları ek puan uygulaması sona erdi. Meslek liselilerin üniversiteye girmesini teşvik eden uygulamanın iptali yüz binlerce öğrenciyi mağdur edecek.

EK PUANDA MART 2012 SINIRI

Ek puan hakkından sadece Mart 2012'den önce mezun olan öğrenciler yararlanabilecek. Eylül 2012 ve sonraki yıllarda mezun olanlar üniversiteye girişteki ek puan hakkını kaybetti. Örneğin İmam Hatip Lisesi mezunu bir öğrencinin ilahiyat fakültesine yerleştirilirken puanı 0.18 katsayıdan çarpılırken bu oran 0,12 katsayı oranına sabitlendi. Böylece başka bir lise mezunuyla imam hatip mezununun ilahiyat fakültesine girme katsayıları 0,12'de eşitlenmiş oldu. Böylece öğrenciler diploma notuna göre 30 puana kadar çıkan ek puandan mahrum kalacak.

MESLEK LİSESİNE BÜYÜK DARBE

ÖSYM'nin ek puan hakkını elinden aldığı liseler arasında en büyük darbeyi meslek liseleri yedi. 28 Şubat döneminde uygulanan katsayı sebebiyle üniversiteye girişte önlerine engeller çıkarılan ve yıllar süren kan kaybı sonrası başarılı öğrenciler tarafından tercih edilmeyen meslek liseleri, katsayının 2009'da kaldırılmasıyla rahat bir nefes almıştı. Ancak hâlâ eğitim kalitesi olarak diğer liselerle yarışacak durumda değiller. Makine, elektrik-elektronik, uçak bakımı gibi bölümlerde okuyan öğrenciler üniversiteye girişte artık makine mühendisliği elektrik-elektronik mühendisliği ve uçak mühendisliği gibi bölümlere girişte ek puan alamayacak. Meslek liselilerin fen ve Anadolu liselilerle ortak tercih ettiği bölümlerde okuması yine zorlaşacak.

İMAM HATİPLERİN EK PUAN HAKKINI KAYBETTİĞİ BÖLÜMLER

Arap Dili ve Edebiyatı (DİL-3)

Arapça Öğretmenliği (DİL-3)

Dini İlimler (YGS-4)

İlahiyat (YGS-4)

İslam Bilimleri (YGS-4)

İslam ve Din Bilimleri (YGS-4)

İslami İlimler (YGS-4)

ÖĞRETMEN, SANAT VE SPOR LİSELERİNE ŞOK!

Anadolu Öğretmen Liseleri tüm öğretmenlik branşlarında tercihlerinde aldıkları ek puanı kaybederken Güzel Sanatlar ve spor liseleri mezunları da rekreasyon, rekreasyon yöneticiliği ve spor yöneticiliği bölümlerine girişteki ek puanı artık alamayacak.

EK PUAN HAKKINI KAYBEDEN DİĞER LİSELER

Sağlık Meslek liseleri

Ticaret Meslek Liseleri

Turizm ve Otelcilik Liseleri

Denizcilik Meslek Liseleri

Lojistik Meslek Liseleri

İletişim Meslek Liseleri

DİN DERSİ ALANLAR DİKKAT!YGS başvurularında din dersi alanlarla ilgili önemli bir ayrıntı var. Lisede zorunlu din dersi alanlar başvuru formunda “Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi aldım” seçeneğini işaretleyecek. Din dersi alanlar YGS'de Sosyal Bilimler Testinin ilk 40 sorusunu cevaplandırırken 41, 42, 43, 44 ve 45'inci felsefe sorularını yanıtlamayacak. Din dersi almayan adaylar ise başvuru belgesinde “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi almadım” seçeneğini işaretleyecek ve Sosyal Bilimler Testinin ilk 35 sorusuyla aynı testin 41, 42, 43, 44 ve 45'inci sorularına da cevap verecek.

3 Ocak 2016 Pazar

YÖK, YGS baraj puanlarını yükseltti

Aralık ayı sonunda yapılan Yükseköğretim Genel Kurulu toplantısında ön lisans, açıköğretim ön lisans ve lisans programları ile özel yetenekle öğrenci alan lisans programlarına girişte kullanılan Yükseköğretime Geçiş Sınavında (YGS) uygulanan 140 baraj puanının 150 puana çıkartılması kararı alındı.

YÖK'ten yapılan açıklamaya göre lisans programlarını tercih edebilmek için ham puan olarak yüzde 20 başarıya tekabül eden 180 baraj puanı, ön lisans, açıköğretim ön lisans ve lisans programları ile özel yetenekle öğrenci alan lisans programları için yüzde 10'luk başarıya eşdeğer olan 140 baraj puanı uygulanıyor.

Barajın 140 puandan 150 puana çıkartılmasının başarı beklentisinin yüzde 10'dan yüzde 12,5'a çıkması yani 16 ham puan eşiğinin 20 ham puana yükselmesi anlamını taşıdığı kaydedildi.

Tıp, Hukuk, Mühendislik ve Mimarlık programları için sıralama tabanı getirilmesi ile ilk defa taban puanlar yükseltilirken, bugün kabul edilen yeni uygulama ile 2016 ÖSYS kılavuzunda ön lisans, açıköğretim ön lisans ve lisans programları ile özel yetenekle öğrenci alan lisans programları için de 150 baraj puanı uygulanmaya başlayacak.

YÖK son yıllarda artan ön lisanstan lisansa geçiş kontenjanlarının ön lisans programları için aranan yetkinliğin önemini daha da artırdığını bildirdi. YÖK, "Alınan bu karar ile ön lisans programları için girdi esaslı bir iyileştirme yapılmıştır. Bu karara eğitim öğretim süreçlerinde de iyileştirmenin eşlik etmesi gerektiğini bildiğimizi ve bunun içinde çalışmalarımızı sürdürdüğümüzü kamuoyuna ifade ederiz" açıklaması yaptı.