26 Şubat 2016 Cuma

Kızlar takımının robotu Cemşit ABD'de yarışacak

Makine ve sanayi işlerine genelde erkeklerin hâkim oldukları, iş yaşantısında da ön plana çıktıkları herkesçe bilinen bir gerçek.

Ancak öyle bir grup var ki, grubun üyeleri tabuları yıkma peşinde. İstanbul Özel Sami Çakır Anadolu-Fen Lisesi'nde okuyan 12 kız öğrenci, yaptıkları robotla 30 Mart-2 Nisan tarihleri arasında Amerika'nın Florida eyaletinde düzenlenecek Uluslararası Robot Yarışması'na gidecekler. Öğrencilerin grup ismi Aurora yani Yeniden Doğuş. Robotlarının adı ise Cemşit.

SPONSORLARINI DA KENDİLERİ BULDU

Gençler, Türkiye'den 23 takım ve 300 lise öğrencisinin katılacağı Uluslararası Robot Yarışması'na sıkı hazırlanmış. Yarışmanın konusunu oluşturan Orta Çağ dönemine göre bir robot yapmaları istenen öğrenciler, 6 haftada hazırladıkları robotu yaparken İstanbul'un fethinden ilham almışlar. Türkiye'nin ilk kız robot takımı olma özelliği de taşıyan gruptakilerin kimisi sayısal, kimi dil öğrencisi. Yarışmaya başvuru ücreti 6 bin dolar olduğu için önce sponsor arayışına giren öğrenciler, İstanbul'da düzenlenen bir inovasyon fuarında sahneye çıkarak yapacakları robotu anlatmışlar. Öğrenciler fuardan 2 sponsorla ayrılmış.

GELECEĞİN GİRİŞİMCİ KADINLARINI GÖRÜR GİBİYİM

Ekibin danışman öğretmeni Sibel Öztürk “Yarışmayı öğrendikten sonra projeye ilgisi olan öğrenciler ile bir takım kurduk. İşe önce sponsor bularak başladılar. Onlardaki o girişimci havayı gördükten sonra geleceğin ‘girişimci kadınlarını' görür gibi oldum. Sponsoru bulduktan sonra hummalı bir çalışma başladı. Çocuklara robot odası açtık. Onlar bu odayı evleri haline getirdiler. Gece gündüz çalıştılar. Çocuklarla çalışırken şunları gördüm; ben yıllardır fizik öğretmeniyim. Öğrencilerimizin başarılı olması için sınavlara hazırlıyoruz ama bilime birçok katkısı olan fiziğin uygulanabilirliğini onların da görmesi beni mutlu etti. Bu şekilde bilim insanı olma yolunda ilk ve büyük adımı atmış oluyorlar.”

Kızların sanayide ne işi var demeyin

Mekanikçiler Bilge Turan, Merve İrem Dumlu ve Şebnem Karaçubuk: Robotun temel malzemeleri geldikten sonra robotta yer alan atış sistemini oluşturmak için sanayi sanayi gezdik. Ordakiler ‘Bu yaştaki kız çocukları neden burada' diyerek şaşkın bakışlarla bizi karşıladılar. ‘Fizik dersi nerede işe yarar' demesin kimse. Bizim işimize çok yaradı. Eğlenceli bir iş.

Tasarımcılar Zeynep Sena Sayın ve Esra Helin Demir: Robotun tasarımında Orta Çağ'ı kapatıp Yeni Çağ'ı açan Fatih Sultan Mehmet'in Bizans'ın surlarını yıkmak için kullandığı topu düşünerek böyle bir robot tasarladık. Bu yarışma bize birçok kapı açacak

Robotun sürücüleri Handenur Çöpür ve Ayşegül Keskin: Çaylak bir takım olarak çok iyi bir iş çıkardık. Kızların da bu işleri yapabileceğini göstermek istedik.

Yazılımcılar Nisa Hacı, İclal Yanaşık ve Elif Sena Işık: Deneyimsizdik, gece gündüz çalışarak robotun yazılımını yaptık. Aynı zamanda elektronik kısmı ile de bizim ilgilenmemiz gerekti. Bu bizi daha fazla çalışmaya itti. Cemşit'imiz iyi.

25 Şubat 2016 Perşembe

Edebiyat ve Dil Anlatım dersleri birleşiyor

Bakanlığın ders müfredatlarını yenileme çalışmaları sürüyor. Bu kapsamda liselerde ‘Edebiyat' ile ‘Dil ve Anlatım' derslerinin birleştirilmesi planlanıyor. Endişe, müfredatın şişmesi.

Meydan Gazetesi'nin haberine göre, Ders müfredatlarının çağa uygun hale getirilmesi için bir süredir çalışmalarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yeni müfredatlar konusunda sona yaklaşıyor.

Ancak Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nda (TTKB) süren çalışmalarla ilgili sızan bilgiler şimdiden kafaların karışmasına sebep oldu.

İKİ DERS BİRLEŞİYOR MU?

TTKB, hem ağır olan müfredatların içeriğinin hafifletilmesi hem de güncellenmesi için bir süredir yoğun mesai harcıyor. Bu kapsamda özellikle temel dersler arasındaki edebiyat dersinde köklü değişiklikler öngörülüyor. Lisedeki Dil Anlatım ve Türk Edebiyatı derslerinin birleştirilip Türk Dili ve Edebiyatı adı altında devam ettirilmesi bunlardan sadece biri. İki dersin haftada 5 saat olarak verilmesi planlanıyor.

İKİ FARKLI GÖRÜŞ

Yeni programı inceleyen eğitimciler ise farklı görüşlerde. Bir grup, yeni dersin programının hayli yoğun olduğuna dikkat çekerek, “Değişiklik olumlu olabilir ama mevcut konuların yanına ek konular da geldi. Toplam ders saati artmazsa konular geçiştirilir” diyor. Diğer grupsa "Müfredat zaten yoğun, ek konular gelecekse en azından bazı konular çıkarılmalı" görüşünü savunuyor.

KISA FİLM GELDİ!

Derslerin birleşmesinin yanı sıra öğrencilerin günlük hayatta kullandığı ve ilgilerini çekecek yeni konular da müfredata ekleniyor. Senaryo, blog, e-posta, kısa film hazırlama bunlardan birkaçı. Uygulamanın önümüzdeki yıldan itibaren 9'uncu sınıflardan başlanarak faaliyete geçeceği tahmin ediliyor.

İŞTE BAZI DEĞİŞİKLİKLER

Mevcut: Halen 9'uncu sınıf Türk Edebiyatı dersinde türler ‘coşku ve heyecana dayalı metinler', ‘olay çevresinde gelişen metinler' ve ‘öğretici metinler' olarak üç ana başlıkta toplanıyor.

Yeni: Başlık sayısı; hikâye, şiir, makale, roman, tiyatro, senaryo, masal/fabl, mektup/e-posta, günlük/blog olmak üzere 9'a çıkarılıyor.

Mevcut: 9'uncu sınıf dil ve anlatım dersinde iletişim, dil ve kültür, ses bilgisi, sözcükte anlam, sözcük grupları, cümlede anlam, paragraf bilgisi gibi konu ayrımı var.

Yeni: 9 konu başlığının içine dil ve anlatım kazanımları yerleştirildi. Bunun yanında “yazım kuralları, noktalama işaretleri, sözcük türleri (isim-sıfat-zamir), yapı bilgisi” gibi yeni dil bilgisi konuları da bu yeni müfredata eklendi.

20 Şubat 2016 Cumartesi

'Çocuklara savaş yerine umudu öğretiyorum'

Kilis'te üç katlı sıradan bir bina… Burada Suriye savaşının geride bıraktığı yetimler eğitim görüyor. Minikler, savaşın gölgesinde yaşamayı sürdürseler de dillerinde şarkılar, ellerinde kırık dökük oyuncaklar…

Oyuna dalıp yetimliklerini unuttukları bile oluyor. Kendilerine sahip çıkan öğretmenlerini anne-baba biliyor. Onları himaye edenlerden biri emekli, diğerleri çiçeği burnunda iki öğretmen. Emekli olana dede, genç olana anne diyorlar. Öğretmenler, ‘kayıp nesil' denilen çocuklara dair umutlarını koruyor. Suriye Eğitim ve Yardımlaşma Derneği'nin açtığı okulda 60 yetime eğitim vererek kayıp nesli gün yüzüne çıkarmak istiyor.

“Kendi ülkemde öğretmen olduğumu görüyorum rüyalarımda”

Halep'in köyü Anedan'da biyoloji öğretmeni olan 25 yaşındaki Beyan Lena, savaşın çocuklarına adamış kendini. 1 yıl Suriye'de çalıştıktan sonra sınırdan geçerek Türkiye'ye sığınmış. Köyünün yerle bir olduğunu anlatan Lena, “Anedan'daki okulumuzda ders anlatırken de bomba, silah sesleri duyuyorduk. Hatta üzerimizden geçen uçaklardan biri okulumuzu vurmuştu. O gün birçok öğrencim gözlerimin önünde öldü. Onlar benim öğrencilerimdi, benim çocuklarımdı.” diyor. Lena, rüyalarında Suriye'de öğretmen olduğunu, kendi ülkesinde öğrenci yetiştirdiğini görüyor.

Lena, burada da boş durmuyor ve “Onlar benim her şeyim” dediği yetimlere sahip çıkıyor. Son nefesine kadar öğretmenlik yapmaya devam edeceğini söylüyor, öğrencilerinden bir gün ayrı kalsa onları özlediğini anlatıyor. 25 yaşında 25 çocuğa annelik ettiğini de sözlerine ekliyor. Nitekim çocuklar ona ‘anne' diye sesleniyor.

Öğrencileri için hemşirelik okuyor

5 ay önce sınırı geriden bırakan Hibe El Ötor, iki sınıflı okulun diğer öğretmeni. O, burada yetim çocuklara savaşı unutmaları için ders verdiğini söylüyor. Ötor, “Çocukların en çok oyunlarına üzülüyorum. 5, 6 yaşlarında sadece savaşa dair oyunlar oynuyorlar. Her gün farklı şarkılar söyleterek ve oyunlar oynatarak onlara savaşı unutturmaya çalışıyorum. Bu çocuklar her şeyin farkında. Yanıma gelip “Annemiz, babamız cennete gitti değil mi?” diye sorduklarında dayanamıyorum. Eve gittiğimde uzun bir süre ağlıyorum. Çocukların kalbine zarar gelmemesi için onları korumaya çalışıyorum.” diyerek duygularını ifade ediyor. Ötor, “Bu çocukların hepsi benim kalbimin içinde yaşıyor. Bundan sonraki yaşamımı onlara verdim. Onlar için çalışacağım. Yaralanan çocukların tedavisini kendim yapabilmek için hemşirelik okumaya başladım Türkiye'de. Yakında onlara daha iyi yardımcı olacağım.” şeklinde konuşuyor.

Türkçe öğretmenine ihtiyaçları var

Emekli öğretmen Adnan Lena, çocukların kalbinden savaşı silip umudu yerleştirmeye çalıştıklarını söylüyor ve bir ihtiyacı dile getiriyor: “Burada öğretmenler gönüllü olarak çalışıyor. Yetimlere üst baş ve yiyecek bulmakta zorlanıyoruz. Türkçe öğretmenine ihtiyacımız var ama kimse gönüllü çalışmak istemiyor.”

19 Şubat 2016 Cuma

YGS öncesi yapılmaması gerekenler

Sınava sayılı günlerin kaldığı bu zaman diliminde, yapılması gerekenlerle ilgili öğretmenlerinizin ve uzman kişilerin tavsiyelerine mutlaka uymalısınız.

Fakat aşağıdaki maddelerden bazılarını uyguluyorsanız yanlış yoldasınız demektir ve bu yanlıştan acilen vazgeçmelisiniz.

14 Şubat 2016 Pazar

Bakan Avcı atanamayan öğretmenlerin intiharını değerlendirdi: Gösterişçi intihar eylemi!

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, atanamayan öğretmenler ile TEOG'dan düşük puan aldığı için bazı kişilerin intihar ettiği yönündeki eleştirileri değerlendirirken, "Teknik tabiri nedir bilmiyorum ama bunu bile söyleyip söylememekte tereddüt ediyorum, 'gösterişçi intihar eylemi' diye bir sendromdan bahsediliyor. Aslında niyeti olmadığı halde etrafında ilgi uyandırmak veya ilgi çekmek veya isteklerinin yerine gelmesini sağlamak amaçlı" ifadelerini kullandı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanı Avcı, milletvekillerinin soru ve eleştirilerine cevap verdi.

Okullarda din dersinin seçimine ilişkin milletvekillerinin gösterdiği bazı afişlerin altında ÖNDER vakfının imzası olduğunu kaydeden Bakan Avcı, ÖNDER'in İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği olduğunu anlattı. İleri matematik dersinin seçmeli ders olması konusunda o bölümden mezun kişilerin de afişler hazırlayabileceğini kaydeden Bakan Avcı, "Kimseyi mecbur eden bir kısmı yok. Bir mahalle baskısı oluşturabilir mi, oluşturabilir. Dolayısıyla bunların daha nezaketle yapılaması gerekir" dedi.

"O MİLLİ EĞİTİM MÜDÜR YARDIMCISINI GÖREVDEN ALDIK"

CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer'in Eskişehir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı tarafından okullara seçmeli Kur'an-ı Kerim, Hz. Muhammed'in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmelerini teşvik edilmesi konusunda yazı gönderdiğini anımsatması üzerine Bakan Avcı, "Onu oradan aldık. Aldık onu" dedi.

Milletvekillerinin "Ne olacak Genel Müdür Yardımcısı mı yaptınız?" sorularına Bakan Avcı, "Henüz değil. Müsteşar Yardımcısı filan yapmayı planlıyoruz. Şimdi ona uygun bir yer buluruz" dedi. Bakan Avcı'nın bu sözleri, milletvekili ve bürokratlar arasında gülüşmelere neden oldu.

"TELAFİ EĞİTİMLERİNE 12 BİN 524 ÖĞRENCİ KATILDI"

Operasyon nedenleriyle eğitimde yaşanan aksaklıklara değinen Bakan Avcı, "Cizre, Silopi, İdil, Sur ve Nusaybin ilçelerinde boykot, güvenlik tedbirleri ve engellemeler nedeniyle eğitim-öğretim faaliyetlerinde sorun yaşayan, 8'inci ve 12 sınıf öğrencisi toplamı 19 bin 404. Bunlar geçiş sınıfları. Mevcut sorunlardan kaynaklanan kaybın telafisi maksadıyla Diyarbakır, Batman ve Mardin ile merkezinde telafi eğitimler uygulanmış olup bu eğitimlere toplamda 12 bin 524 öğrenci katılmıştır. Ayrıca Batman, Diyarbakır ve Mardin il merkezlerinde 8 ve 12 sınıf öğrencilerin sınav takvimini gözeten 2016 Haziran'ına kadar telafi programı için bütün öğrencilere ulaştık. 10 Şubat 2016 tarihi itibariyle 7 bin 514 öğrenci programa katılacağını söyledi. Sorun yaşanan bütün ilçelerde eğitime dair güven ortamı oluşmasıyla öğrencilere ait telafi kayırları gerçekleştirilecek" dedi.

"TIPÇILARIN SÖYLEDİĞİNİ SÖYLÜYORUM"

Atanamayan öğretmenler ile TEOG'dan düşük puan aldığı için bazı kişilerin intihar ettiği yönündeki eleştirileri değerlendiren Bakan Avcı, "Arkadaşlarımızdan bir hekim olarak bilgilendirmesini rica ettim. Teknik tabiri nedir bilmiyorum ama bunu bile söyleyip söylememekte tereddüt ediyorum, 'gösterişçi intihar eylemi' diye bir sendromdan bahsediliyor. Aslında niyeti olmadığı halde etrafında ilgi uyandırmak veya ilgi çekmek veya isteklerinin yerine gelmesini sağlamak amaçlı ... Tıpçıların söylediğini söylüyorum. Ama psikiyatr arkadaşların söylediğini söylüyorum" ifadelerini kullandı.

Bakan Avcı'nın bu sözlerine muhalefet sırasındaki doktor milletvekilleri tarafından tepki gösterildi.

Bu tür haberlerinin özendirici olamaması için verilmemesi gerektiğini söyleyen Bakan Avcı, TEOG'dan düşük puan aldığı için intihar ettiği iddia edilen çocuğun ailesi görüştüğünü belirtti. Avcı, çocuğun düşük puan aldığı için başka nedenlerden ötürü intihar ettiğini söyledi. O çocuğun notlarını tek tek okuyan Avcı, "TEOG'la ilgili değil. Olsa bile bunun kamuya açık bir şekilde hem de hekimler tarafından konuşulması doğru değil" ifadelerini kullandı.

13 Şubat 2016 Cumartesi

30 bin öğretmen atama sevinci yaşadı

Bakanlık şubat atamalarında yeni bir uygulamayı hayata geçirdi. Bu dönemde atananlar hemen öğretmenliğe başlamayacak. 6 ay kadar deneyimli bir öğretmenin yanında derslere girip tecrübe kazanacak. Ardından görevine başlayacak.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 104 alanda 30 bin öğretmen atamasını dün gerçekleştirdi. Atamalara 121 bin başvuru yapıldı. Bakanlık şubat atamalarında yeni bir uygulamayı da hayata geçirdi. Bu dönem atananlar 6 ay deneyimli bir öğretmenin yanında derslere girip tecrübe kazandıktan sonra görevine başlayacak.

MEB Şura Salonu'nda gerçekleştirilen atama törenine konuşan Bakan Nabi Avcı, 30 bin öğretmen atamasıyla birlikte öğretmen sayısının 923 bine ulaştığını belirtti. Türkiye genelinde öğretmen doluluk oranının da yüzde 93'e ulaştığını kaydetti.

SIRADA MÜFREDAT VAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nabi hocayla bir araya geldiğimizde söylüyorum. Şimdi artık müfredat, müfredat, müfredat. Bunun üzerine gitmemiz lazım. Buradaki eksiğimizi gidermemiz lazım. Bakanlığımız bu amaçla bütün müfredatı, ders programlarını elden geçirip gerekli sadeleştirme ve iyileştirme çalışmalarını da başlattı." diye konuştu. Doğu ve Güneydoğu'ya atanan öğretmenlere tavsiyelerde de bulunan Erdoğan, "Kuraları çektik. Güneydoğu, Doğu'ya çıktı hemen batıya nasıl gelirim telaşına kapılanlar varsa yine yanlış. Olmaz. 780 bin kilometrekare ile bu topraklar bizim vatanımızdır." ifadelerini kullandı.

9 yıl bekleyen bile var

3 yılın ardından İngilizce öğretmeni olarak Gaziantep'e atanan Erol Ergün, “Batıdaki illerden sonra ilk tercihimdi. Psikolojik olarak zorlu bir süreçti. Ama şimdi çok mutluyum.” ifadelerini kullandı. 5 yıldır atama bekleyen ve Zonguldak'a atanan edebiyat öğretmeni Zeynep Ardıç, “5 yıl sonunda oldu. Duygularımın tarifi yok şu an.” diyerek sevincini paylaştı. 9 yıl sonra İngilizce öğretmeni olarak Gaziantep'e atanan Merve Çırak, bir kolejde öğretmenlik yaptığını ancak güvencesiz olduğu için devlete atanmak istediğini söyledi. “Devlette öğretmenlik yapmak daha rahat ve daha değer veriliyor.” şeklinde konuşan Çırak, çok çalıştığını ve karşılığını aldığını dile getirdi.

ÖZELLİKLE KÖY OKULU YAZDIM

Şanlıurfa Siverek'e atanan sınıf öğretmeni Nur Pınar, “İkinci tercihime ikinci yılımda yerleştim. Özellikle köy okulu yazdım. Oralarda vatana, millete hayırlı çocuklar yetiştirmeye çalışacağım.” dedi.

6 Şubat 2016 Cumartesi

Öğretmen olmak istiyorum çünkü...

‘Kim Öğretmen Olmak İster' raporuna göre Türkiye'deki öğrencilerin yüzde 25'i öğretmenlik düşünüyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) yıl sonunda ‘Kim Öğretmen Olmak İster' raporu yayınladı. 41 ülkede 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin öğretmenlikle ilgili görüşleri alındı. Rapora göre, Türkiye'de öğrencilerin yüzde 25'i öğretmenlik düşünüyor. Öğrenciler, kendilerini etkileyen öğretmenleri sayesinde mesleğe sıcak bakıyor.

Matematik öğretmeni olmak isteyen lise 2 öğrencisi Serhat Baykal, bunun nedenini kimya öğretmenine bağlıyor ve ‘iyi öğretmen' kavramını kimya öğretmeninin karşıladığını söylüyor. Baykal, öğretmenini, “Onun öğrencilerine somurttuğunu görmedim. Bütün sıkıntılarımızla ilgilenirdi. Bizi öz çocuğu gibi görürdaü. Bu devirde böylesini görmek benim için şans oldu ve meslek tercihimde etkisi büyük.” diye anlatıyor.

Lise son sınıf öğrencisi Aliye Yıldırım, İngilizce öğretmeni olmak istiyor. Şüphesiz ailesinde 5 öğretmen olması onun bu kararında etkili. “Küçükken en çok öğretmencilik oynamayı severdim. Öğretmen olmak çocukluk hayalim.” diyen Yıldırım, kardeşlerine ders çalıştırarak şimdiden pratik yapıyor. İnsanlığa faydalı olmak için öğretmen olacağını ifade eden Yıldırım, öğrencilerin yardımına koşan, şefkatli, esprili, eğlenceli, arkadaş gibi bir öğretmen olacağını söylüyor. Atanamayan öğretmenlerden haberdar olduğunu anlatan Yıldırım, “Şu an tek düşündüğüm kendimi en iyi şekilde yetiştirmek. Umudumu koruyorum çünkü İngilizce öğretmenlerine ihtiyaç daha fazla.” şeklinde konuşuyor.

Hırslı öğrenci, öğretmenliğe mesafeli

OECD verilerine göre Güney Kore yüzde 15,5, Endonezya ise yüzde 12,1 ile öğretmenlik kariyerine en sıcak bakan ülkeler arasında. Öğrencilerin akademik profillerine de vurgu yapılan raporda hırslı öğrencilerin öğretmenliğe uzak durması dikkat çekiyor. Kızların yüzde 6'sının, erkeklerin yüzde 3'ünün öğretmenlik düşünmesi de kızların mesleğe daha meyilli olduğunu ortaya koyuyor.